Sinema sanatçısı olsun, müzisyen olsun, tiyatrocu olsun veya toplumun önünde yüzleri bilinen insanlar olsun.

Bunlar reklamlara çıkarken çok dikkatli olmalı.

Özellikle insanın sağlığını, geleceğini ilgilendiren konularda çok daha dikkatli olmalıdırlar.

Şimdilerde imar affı ya da imar barışı her ne şekilde adlandırılırsa adlandırılsın gündemin en önüne geçti.

Vatandaşa devletin şefkatli eli olarak sunulan bu imkandan yararlananların halini gördük.


***


Depremden sonra gündeme gelen bu konuyla ilgili olarak açıklanan verilerde deprem bölgesinde imar affı nedeniyle 294 bin binaya yapı kayıt belgesinin verildiği ortaya çıktı.

Türkiye çapında ise bu sayının 3 milyon 152 bin adet olduğu belirtiliyor.

Yine deprem bölgesine dönersek, 6 bine yakın binanın tamamı, 121 bine ulaşan binada ise ağır hasar olduğu ifade ediliyor.

Yıkılan binaların çoğunun ise imar barışından yararlanarak ruhsatlandırılan binaların olduğu düşünülüyor.


***


Uzmanları dinlediğimizde şunları söylüyorlar.

Bu türden imar aflarının bir cinayetten farkı yoktur.

Kaçak ve eksik malzeme ile yapılan yapılar kesinlikle affedilmemeli ve derhal yıkılmalıdır.

İmar affı olmasa çok daha iyi ama bir-iki metrelik arazi taşması gibi veya hayati önem arz etmeyen konularda belki olabilir.

Bir de bunların siyasi malzeme olarak kullanılması, seçim meydanlarında “sorunu çözdük” diye dillendirilmesinin kabul edilemeyeceği de söyleniyor.


***


Gelelim ilk paragraftaki konuya.

En son yapılan imar affı ya da imar barışı tanıtımını yine toplumda tanınan, bilinen bir sanatçı yapmıştı.

Televizyonlardan günlerce yayınlanmıştı.

Deprem bölgesinde yıkılan binalardan çoğunun imar affından yararlanan binaların olduğu söyleniyor.

Acaba bu sanatçının içi rahat mıdır?


***


Ülkemizin çok önemli sanatçılarından rahmetli Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal’ın anlattığı bir durum, sanatçı duyarlılığını ortaya koyuyor.

Ve sanatçıların tabi her reklamda değil ama insanların sağlığını ve geleceğini etkileyecek reklamlarda oynarken çok duyarlı olmaları gerekiyor.

İşte Gül Sunal’ın anlattığı ibretlik durum.

"Kemal'e Antalya'dan bir inşaat firması reklam yüzü olmasını ve karşılığında yapacakları evlerden bir tanesini kendisine hediye edeceklerini teklif etmiş. Kemal Sunal bunu reddetmiş.

Gül hanım "neden kabul etmedin, ne güzel Antalya'da evimiz olurdu" demiş.

Kemal Sunal ise;

"Gül yarın bir gün bu evler yıkılırsa ve insanlar ben reklamında oynadığım için bana güvenip o evleri almış olursa ben vicdanıma nasıl hesap veririm, öyle bir durumda" demiş.