Dr. Öğretim Üyesi Karaaslan, “Toplumda var olan sanata, bilime, estetiğe ya da teknolojiye yaratıcı katkılar sunan fikri ürünler, belirli koşullar altında hukuken koruma altına alınır. Hak sahiplerinin fikri ürünler üzerinde hukuken korunan haklarına ‘fikri mülkiyet hakları’ denir. Fikri mülkiyet hakları kapsamında en çok karşımıza çıkan alt başlıklar ‘telif hakkı, marka hakkı, tasarım hakkı, patent hakkı’ gibi kavramlardır. Bu haklardan patent hakkının konusunu ‘buluşların korunması’ oluşturmaktadır. Buluş dışındaki fikri ürünler, başkaca fikri mülkiyet hakları ile korunabilir; ancak patentin konusu olamaz” dedi. Her bulma faaliyetinin ‘buluş’ olarak nitelendirilemeyeceğini belirten Karaaslan “Var olan, fakat daha önceden bilinmeyen bir şeyin yalnızca keşfedilmiş olması, keşfedilen şeyi ‘buluş’ yapmaz. Buluş, bir problemin (halledilmesi gereken bir meselenin) teknik bilgiler ile çözüme kavuşturulmasıdır. Bu durum genellikle bilinen teknolojilerin daha önce bilinmeyen şekillerde bir araya getirilip kullanılmasıyla sağlanır. Tarih boyunca yapılagelmiş teknik icatlar (örneğin pusula ya da cep telefonu) birer buluştur. Teknik özellik taşımayan yenilikler ise buluş olarak nitelendirilemez” diye devam etti.