Hayat üzerine o kadar güzel sözler söylenmiş ki, bunları okuyarak hayatı anlamaya, anlam katmaya çalışalım. Ne diyor Peyami Safa ; ‘’Hayattan aldığımız her zevki ona muadil bir ızdırabla öderiz.’’ Herkesin hayattan beklentisi ile mutluluğu arasında bir ilişki olduğuna inananlardanım. Ulaşamadığımız şeyler yüzünden nefislerimiz ulaşılmaz olanları kendine dert edinmeye başlarsa, huzursuz ve mutsuz oluruz. Hep daha iyiyi istemek tabi ki hakkımızdır. Ama bunun mutlaka bir sınırı ve ölçüsü olmalıdır. Ölçüsüzlük, hadsizlik sahip olduklarımızın veya sahip olduğunu sandıklarımızın yetersiz oldukları düşüncesini doğurur. Yetersiz olanları değiştirme gücünü ve kuvvetini kendinizde bulduğumuzda, maddi ve manevi her şeyi çok kolayca harcayabiliriz. Hayatım boyunca çok varlıklı insanlar tanıdım bazılarıyla birlikte çalıştım. Onların varlık içinde mutsuz olduklarına bir çok kez şahit oldum. Bazılarınca mutluluğun formülü, önce aza kanaat etmek sonra ihtiyaçlar ölçüsünde çalışmak olarak ifade edilse de, çevrenize şöyle bir bakın, aza kanaat edebileceklerin sayısı ne kadar az! İktisadi bir ifadeye göre insan ihtiyaçları sınırsızdır. Kim kime sınırsızlığın işlendiği bir devirde sınır koyabilir? Böyle bir ortamda vicdanlarımızın sesine kulak kabartabilir miyiz? Haliyle bu durumda insan farkında olmadan sınırsız bir mutsuzluğa yelken açıyor. Yanlış anlaşılmasın zenginliği ve fakirliği kullarına veren Allah’tır. O nasip kılmışsa hiç kimse bunun önünü alamaz. Ama zengin olanların imtihanı fakirlere görece daha ağırdır. Kul Hakkına verilen ehemmiyet nedeniyle, bu sorumluluk çok daha ağırdır. Sorumluluğu çok olanın tevazusu ve hayrı Allah katında çok daha makbuldür. O kendisine emanet edileni bu dünyada adaletle dağıtmalı, emanetin gereğini yerine getirmelidir. Fakirin mutluluğu da zenginin mutluluğu da yüreklerinde, vicdanlarında saklıdır. Yürek sesine kulak verenlerin mutlu bir hayatları vardır. ‘’Hayata yeniden başlasaydım saniyelerin nabzını tutardım ‘’ demiş Dostoyevski Hayatı ve zamanı iyi değerlendirmeli boş şeyler için tüketmemeli İnsan. Yine çok değerli bir Şair arkadaşım İnci Hanım şu güzel mısraları yazmış Hayat hakkında; ‘’Umudun bittiği yerden sönermiş fener Bir tebessüm konunca dudağa kaybetme yeter Hayat, Yakaladığın yerden başlar ve gider Sen gönlünün rengini kaybetme yeter..’’ İnci Gökçe Nacizhane hayatlarımız, geçip giderken, bizden alıp götürdüklerini, bende bir şiirle ifade etmek istedim. Siz şairlere bakmayın onlar biraz melankolik olurlar. Hayatta oluşunuzun nedenini düşünerek, mutluluk içinde yaşayın. Nem Bıraktı Daldan, yapraktan geçti sonbahar, Mazereti beyana, mecal mi bıraktı? Terk etti, gönlü hercai bir menekşe, Yalnızlığa gark etti, şevk mi bıraktı? Bizlerde güzeldik, yaş yirmi beşken, Geldi hazan, gözlerde yaş mı bıraktı? Ha bugün ha yarın diye söz verirken, Zaman gelip geçti bize hal mi bıraktı? Örtülecek üzerimize şu kara toprak, Gidenlerden sonra, bizde nem bıraktı! İkram Gökhan Akcebe Saygılarımla.