“Eğer şimdi Kıbrıs’ta feryat eden ve büyük Türk milletine hezeyan savuranlar bulunuyorsa bunu yine Türk milletine borçludurlar ve minnettar olmalıdırlar. Çünkü eğer Ada’nın üç beş sene daha Osmanlılar tarafından fethi gecikmiş olsaydı, tek bir Rum’un mevcudiyetine tesadüf bile edilecek değildi. Bunu da bizden değil Kantara’nın sarp kayalarından öğrensinler! Venediklilerin Ortodoks dinini kabul edenleri katırların kuyruklarına bağlayarak odun yığınları üzerinde alevler içinde nasıl yaktığını öğrensinler”. 1955
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının üzerinden 8 aylık sürenin geçmiş olmasına karşın olumlu sayılabilecek ciddi anlamda yapılan girişimlerin boşlukta kaldığı biliniyor. Ukrayna’yı yönetenlerin dışarıdan aldıkları desteklerle başarılı olabilmenin hesaplarını yapıyor olmaları anlaşılır olmanın ötesindedir. Anadolu’nun bilge insanları ne güzel söylemişler. “Elden gelen öğün olmaz o da vaktinde bulunmaz” diye. Yöneticilere şirin görünerek silâh satanların kendi aralarında da anlaşmazlığa düştükleri unutulmamalıdır.
Yaşananların kısa süreli de olsa başarı olarak kabul edilmesi Rusya’nın kış yaklaşırken doğalgaz vanalarını kısması AB ülkelerini kara kara düşündürüyor. Geçici başarıların kışın soğuğundan iyi olacağı söylenemediği gerçeği insanlık suçu olarak karşımızda duruyor. Bu arada Rusya’nın Türkiye’ye doğalgaz üssü sayılabilecek tesisleri kurmayı düşündüğü belirtiliyor. Saldırılar başlama- dan önce Avrupa’ya gaz gönderilmesi Ukrayna üzerinden yapılıyor ve tartışma konusu oluyordu. Bu nedenden mi olacak BM’in iki ülke arasında yaşananları savaş değil anlaşmazlık olarak tanımlamak durumunda kaldığı anlaşılıyor.
Burada üzerinde durulması gereken bir başka konu ise AB para birimi olan Euro’nun son dönemde Amerikan Doları karşısında değer yitiriyor olmasıdır. Buna bağlı olarak da yaşam pahalılığının artıyor olmasıdır. Bu nedenle ekonomi bilimi ile uğraşanlar Euro’ya dayalı bir yatırıma gidilmesinin sağlıklı olmayacağını 2022 yılı başlarından itibaren belirtiyorlardı.
Bu durumun AB’nin ekonomik yapısının sarsıntı geçirmekte olduğuna vurgu yapıyorlar. Euro’nun değer yitirmesinin bir nedeni de Alman ekonomisinin birliğin harcamalarının büyük bölümünü üstleniyor olmasıdır. Bu nedenle Fransa, başını çektiği Avrupa Siyasi Topluluğu’nun (AST) kurulma-sının öncülüğünü yapıyor. 27 AB üyesi ile birlikte 44 ülkenin yöneticilerinin bir araya geliyor olmaları Amerika’ya karşı bir tavır olsa gerek. Burada en büyük eksiklik Rusya ile Belarus’un bu toplantıya çağrılmamış olmasıdır. Amerika’ya karşı böyle bir harekete girişiliyorsa adı geçen iki ülkenin de Avrupa ülkesi olduğu gerçeği bilinmelidir.
Rum Dışişleri Bakanı Yannakis Kasulidis, ülkesinin bölge ülkeleri ile imzaladıkları Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşmalarını Türkiye ile de imzalamak niyetinde olduklarını söylerken ne kadar içten davrandığına yakın gelecekte tanık olacağız. Bay Kasulidis, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, Türk Devletleri Teşkilâtında işgal altındaki topraklar üzerinde kurulu olduğunun bilinmesini istiyor. Bu nedenle de konumunu yükseltme yönündeki Türkiye’nin çabalarını yoğunlaştırdığını belirtiyor.
Bununla yetinmeyen Bay Kasulidis, Türkiye’nin Ada’da konuşlu BM Barış Gücünün görev anlayışı konusunda BM’e baskı yaptığını savlıyor. Aynı kişi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti temsilcilerinin uluslararası toplantılara katılmalarından duydukları rahatsızlıklarını gizlemiyor.
Karşımızdaki unsurun rahatsızlık duyduğu noktada daha fazla uluslararası toplantılara katılmamız konusunda daha ciddi olarak çaba harcamamız gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…
Ankara Ticaret Odasında düzenlenen Kitap Fuarında
C 11 standında 21 – 30 Ekim tarihleri arasında kitaplarımı
İmzalayacağım. Sizleri Bekliyorum.
Ahmet GÖKSAN