Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “Yasak kararının altında Bakan Nabi Avcı’nın da imzası var. Seçimler öncesi fabrikaları gezip işçilerden oy isteyenler seçimler geçince gerçek taraflarını, kimlerin çıkarını kolladıklarını bir kez daha göstermiş oldu. Daha dün cam işçilerinin grevine destek amaçlı yaptığımız açıklamada da uyardığımız gibi grev yasakları artık bizler için sürpriz olmuyor. Ancak bu durumu tahmin edebiliyor oluşumuz yasakların kabullenilebilir olduğundan değil hükümetin kimlerin hükümeti olduğunu bildiğimizden. Meşru ve yasal olan grev hakkıdır, meşru ve yasal olmayansa bu yasaklardır. Grev, devletin ve hükümetin her türlü desteğini arkasına alan, ekonomik gücü elinde bulunduran sermaye sınıfına karşı işçilerin, çalışma koşullarını düzeltmek, ekmeğini büyütmek için verdiği mücadelede kazandığı bir haktır” denildi

 “EN ETKİLİ SİLAH”

 Grevin, işçi sınıfının en etkili silahı olduğu vurgulanan açıklamada şöyle denildi. “Grev hakkının engellenmesi; işçileri sermayenin gücü karşısında silahsız, savunmasız bırakmak demektir. Grevin yasaklanması demek, işçileri açlığa ve yoksulluğa, kölece çalışma koşullarına mahkum etmek demektir.

TÜSİAD-YİK toplantısında patronlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan “OHAL’in ne zararını gördünüz?” diye sormuştu. Oldukça manidar olan bu sorunun cevabı, cam işçilerinin grevinin, Bakanlar Kurulu kararıyla ve üstelik Erdoğan’ın imzasıyla yasaklanmasıyla bizzat hükümet ve Erdoğan tarafından verilmiş oldu. OHAL’in zararını gören işçiler emekçilerdir.”