Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tülay Şimşek, "Glokom rahatsızlığının geç dönemde teşhisten dolayı hastalarda ciddi görme ve görme alanı kaybı, hatta körlük gelişir" dedi.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tülay Şimşek, mart ayının ikinci haftasını kapsayan Glokom Haftası dolayısıyla bilgilendirmede bulundu. Teşhis ve tedavi hakkında bilgi veren Tülay Şimşek, glokom rahatsızlığı sonucunda görmeyi sağlayan sinirin hasar görmesi ve tedavi edilmezse körlükle sonuçlanan bir sonucu olacağının altını çizdi. Hastalık hakkında konuşan Prof. Dr. Tülay Şimşek, “Glokom, genellikle göz içi basıncının artması nedeniyle görmemizi sağlayan sinirin hasar görmesi ve tedavi edilmezse körlükle sonuçlanan bir hastalıktır. Hastalık ileri dönemlere kadar herhangi bir belirti vermeyebilir. Hastalar son döneme kadar görmelerinde bir farklılık hissetmezler. Geç dönemde teşhisten dolayı hastalarda ciddi görme ve görme alanı kaybı, hatta körlük gelişir. Glokoma bağlı gelişen görme kaybı geri döndürülemediğinden hastalığın erken tanısı ve tedavisi çok önemlidir. Bunun için düzenli olarak tam bir göz muayenesi yapılması gerekir. Çünkü sadece göz içi basıncının ölçülmesi tanı koymak için yeterli değildir. Göz içi basıncının normal sınırlarda olduğu glokom türleri de vardır. Göz içi basıncı ölçülmesi yanında göz doktorunuz kornea kalınlığı ölçümü, ön kamara açısı, görme siniri ve görme alanı muayenelerini yaparak tanı koyar” dedi.

“Görmenin sessiz hırsızı glokoma dur demek elimizdedir”
Düzenli göz muayenesi glokomun önüne geçmekte önemli bir etken olduğunu belirten Prof. Dr. Tülay Şimşek, risk faktörleri hakkında da bilgi paylaştı. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tülay Şimşek, “Glokomun mümkün olan en erken evrede tanınabilmesi için herkesin düzenli göz muayenesi olması konusunda çok dikkatli olması gerekmektedir. Düzenli göz muayenesi olarak, görmenin sessiz hırsızı glokoma dur demek elimizdedir. İleri yaş (40 yaş üzeri) ailesinde glokom hastalığı olması, yüksek göz içi basıncı, göz yaralanmaları, uzun süre kortizon kullanımı, kan basıncının yüksek olması, migren gibi glokom gelişiminde bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu risk faktörlerinden bir veya daha fazlasını taşıyan kişiler, özellikle ailesinde glokom olanlar daha çok risk altındadırlar. Glokom gelişimini önlemek mümkün değildir ama glokoma bağlı gelişecek görme kaybı, erken teşhis ve uygun tedavi ile önlenebilir ve görme sağlığı korunabilir. Glokom tanısı konduktan sonra tedavi için göz damlaları, lazer veya cerrahi tedavi uygulanabilir. Hastanın tanı konduktan sonra göz doktorunun önerdiği sıklıkta kontrole gitmesi ve ilaçlarını aksatmadan kullanması gerekmektedir” diyerek önemli noktalarda uyardı.

“Yaklaşık 12 milyonunda kalıcı görme kaybı geliştiği düşünülmektedir”
Son olarak rahatsızlık konusunda farkındalık sağlanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tülay Şimşek şöyle konuştu;

“Halk sağlığı problemi haline gelen glokom, tüm dünyada 80 milyondan fazla kişiyi etkilemekte ve bunların yaklaşık 12 milyonunda kalıcı görme kaybı geliştiği düşünülmektedir. Bu kadar çok insanı etkilemiş olmasına rağmen, araştırmalar gelişmekte olan ülkelerdeki glokom hastalarının yüzde 90’ının hastalıklarının farkında olmadığını göstermiştir.”