Tepebaşı Beyazaltın Mahallesi arazisi üzerinde 1080 Mwh. gücünde bir termik santral kurulmak istendiğini hatırlatan Özkul, bu santralde kömürün yanması sonucu 1 milyon 900 bin ton taban külü ve uçucu külün açığa çıkacağını vurguladı. Zamanla bu küllerin rüzgar ve yer altına sızmalarla doğaya karışmasının büyük bir çevre kirliliğine neden olacağını savunan Özkul, “Fosil yakıtların kullanıldığı enerji santrallerinin mevcut en ileri teknolojilerde yapılması bile atmosfere yayılan kükürtdioksit, azot oksit ve partikül maddelerin rüzgarla yüzlerce kilometre kat ederek değil şehirler, ülkeler arası sınırları aşmasına engel olamamaktadır. Eskişehir 20 yıldır temiz bir havaya kavuşmanın mutluluğunu yaşarken, yıllar öncesine dönüp nefes alınamaz bir kent olmak istemiyoruz’’ diye konuştu.

 

“SON SÖZÜ HALK SÖYLEMELİ”

 

Enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların öncelikli olması gerektiğini belirten Özkul,‘‘Elbette ülkemizin enerjide dışa bağımlı olmasını istemiyoruz. Fakat bundan kurtulmanın tek yolunun gelecek nesillerimizi tehdit eden, canlılarımızın sağlığını etkileyen bir teknoloji olmadığını, bilime ve gelişmelere ağırlık verilerek planlanan ve kullanılmasının sonsuz olduğu kaynaklarla mümkün kılınabileceğini biliyor ve söylüyoruz’’dedi. Enerji kaynağının üretilmesi ve enerji tesisi kurulması konusunda son sözü bölgede yaşayan halkın söylemesi gerektiğini ifade eden Özkul şöyle dedi.‘‘ Enerji tesisleri kuruldukları bölgedeki insanların yaşamlarını az veya çok değişikliğe uğratırlar. Enerji tesisleri halkın yararı için kurulmalıdır. Ancak bu enerji yarar getirecekken tesisin yapılacağı bölge ve çevresindeki insanların yaşamını etkileyecek ise bu insanların söz söyleme hakkı olmalı doğru bilgilendirilmeli ve son sözü söylemelidir”