İngilizlerin sinsi planlarından olan Avrupa aslanı olma yolundaki ilk ayak seslerinden birisi de, Rönesans ve reform hareketlerinin başlatılmasıdır. Ortaçağda gerçekleştirilen bu düşünce, Fransız İhtilalinin en etkin hazırlayıcısı olmuştur.

  1. ve 16. Yüzyılın Avrupa coğrafyasında güzel sanatlar, edebiyat, düşünce ve kültürel planında yenilik ve gelişmeler adına bazı hamleler oldu. Bu gelişmelerden birisine “Rönesans” deniyor. Diğerine de “Reform” deniliyor. Rönesans’ın ilk hareket noktası Hristiyanlık dininin merkezi kabul edilen İtalya’da başlamıştır. Rönesans’ı müteakip Avrupa’da reformlar oldu. 16. Yüzyılda Hristiyanlığın savunucusu Katolik mezhebinde yapılan değişikliklere ve yeni düzenlemelere ise “Reform” deniliyor. Rönesans ve reformlar 1789 yılında gerçekleşen Fransız İhtilalinin en etkin nedenleridir.

Fransız İhtilaliyle Fransa, hegemonya bayrağını İngiltere’ye teslim etmek zorunda kalmıştır. 18.Yüzyılda Montesguieu, Rausseacu, Diderot ve Voltaire gibi Fransız aydınları ne kadar mücadele verseler de, bu hegemonyayı Fransa’ya geri kazandırmakta yeterli olamadılar. Bu durumu gören o ismimler, uluslararası piyasalara sürmek için her ne kadar aydın yetiştirme gayretine girseler de, aydın diye yetiştirmek istedikleri insanlar çeyrek aydınlık vasfından bir adım öteye gidemediler.

 Avrupa’nın bağrında yaşanan Otuz Yıl Savaşlarının çıkış nedeninin dinsel olduğu iddia ediliyor. İddia edenlere karşın itidalli söyleyenler bu savaşların çıkış nedenleri dinsel değil diyorlar. Bu savaşların çıkış nedeni siyasi ve iktisadidir, diyorlar.

Hadiselerin doğru tespiti için Batının altını üstüne getiren tarihi Yedi Yıl Savaşları ve Sekiz Yıl Savaşlarının ne için ve kimler arasında çıktığının unutulmaması gerekiyor. Yakın tarihe göz attığımızda Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarını kimlerin, kimlere karşı hangi niyetlerle çıkardığı hafızalarda canlılığını koruyor olmalı. Batılı, evrensel barış ve uzlaşı değerlerini yakalamak istediğine kepenkleri kaldırıp gönlünü açarak elini uzattığında elbet yakalayacaktır. Batılının İnsan Hakları Beyannamesi bunun bir örneğidir. Batılı, insan haklarını dile getirdiği kadar da insan haklarına olan sadakatini ortaya koyduğunda evrensel barış ve uzlaşı kültürü bütün zenginlikleriyle yaşanacaktır.

Batıdaki Otuz Yıl Savaşlarının çıkış nedeni dinsel olarak gösterilse de bu beyan mevzuyu aydınlatmakta yeterli değildir. Daha önce belirtildiği gibi Otuz Yıl Savaşlarının Katolik ve Protestan anlaşmazlıklarından çıktığının söylenmesi üzerine aklı erenler de derhal şu tezi ileriye sürerler. Katolik ve Protestan anlayış Hristiyanlık din anlayışına dayalı birer farklı mezheplerdir. Batılının din uyumsuzluğu dediği şey anlaşıldığı gibi aslında birer mezhep çatışmasıdır.  Hristiyanlık dinine dayalı üç tür mezhep ortaya çıkmış. Bunlardan birisi Katolik, ikincisi Protestan ve üçüncüsü de Ortodoks mezhebidir. İktisadi ve siyasi tamahın ürünü Fransız İhtilalinin tohumları İngilizlerin, 15 inci Lûi’nin zafiyetinden faydalanmaları sonucu atıldı. Bütün emeli, sayısız metresler ve asalet yoksunu kadınlarla düşüp kalkmaktan başka meşguliyeti olmayan o Lûi, bir marangozun kızı ile yatıp kalkamaya başlayınca bu kızdan kaptığı çiçek hastalığı sonucu öldü. O öldüğünde Halk:

-Kral öldü! Yaşasın Kral! Diyerek tüm Fransa sokaklarını vaveylâya verdi. Yüz Yıl Savaşları sonu Batılı akıl, vicdani akıl bakımından berbat oldu. O berbat akıl yalnız zevk, eğlence, safa, içki, şehvet, kumar ve sömürü tutkunluğu ile insani değerleri giyotine vererek lime lime doğramıştır.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!