Eskişehir’in değerlerinden Hacı Hilmi Okur Hocaefendi’nin hayat akışı ile alakalı ilahiyatçı Yusuf Derin Hoca, bir çalışma yapmış. Yusuf Hoca, bu çalışmasının ürünü olan kitabını; “Bir Gönül İnsanı Muttalip’li Hacı Hilmi Okur Hocaefendi” diyerek adlandırmış. Kitap, 2016 yılında hayatına kazandırılmış.

Bu kitap incelemeye alındığında ilk dikkati çeken husus Yusuf Hoca’nın, Hilmi Efendi’yi bütün anışlarında sadakat, saygı, sevgi, izan ve nezaket ölçülerinde andığı görülüyor.  Hocasına saygısı olmayanın o hocasından öğreneceği bilgi ile eğitimden ne denli fayda sağlayabilir? Bu sorunun cevabını akıl sahibi herkesin kendisine bırakalım!

1888’de, Eskişehir’in Muttalip köyünde dünyaya gelen Hilmi Efendi yaklaşık yetmiş altı yıl ömür sürmüş. Hilmi Efendi’nin, ömrünün tamamına yakınını Kur’an-ı Kerim eğitim ve öğretimine adadığı Yusuf Hoca’nın kitabından anlaşılıyor.

Yusuf Derin Hoca’nın bu kitabını edebi açıdan ele aldığımızda; kitabın tamamına yakını anıların anlatımı biçiminde şekilleniyor.  Anıların yazım dünyasında gelecek kuşaklara aktarılması günümüz insanın pek benimsemediği bir çalışma olarak görülüyor. Tarihe baktığımızda, dini ve milli zaviyeden yazılı tarihimizin zengin olmadığına şahit oluyoruz. Okuryazar insanımızın çokluğu ile öğünürüz ama ne hazindir ki okuyan ve yazan insanımızın azlığını da kabullenemeyiz. Hoca Hilmi Efendi’nin de bir değer olduğu bu zaviyeden ortaya çıkıyor.

Yusuf Hoca’nın çalışmasından anlaşıldığı üzere Hilmi Efendi hayatını Kur’an öğrenimi ile öğretimine vermiş. Gayesi, Kur’an-ı yaşamak ve yaşatmak olmuş. Hz. Peygamber’in “Sizin en hayırlınız Kur’an-ı öğreten ve öğrenenizdir.” hadis-i şerif buyruğu ile örtüşüyor olmasıdır.

Yusuf Hoca bu çalışmasında, Hilmi Efendi’nin iki büyük alanda uğraş verdiğini belirtiyor. Birincisi Kur’an eğitim ve öğretimidir. Diğeri ise tarikat ile olan münasebetidir. Bir Müslümanın yaşamında olduğu gibi tarikat ya da cemaat de Kur’an ve hadisler çizgisinde yol aldıkça doğru yoldadır. Aksi ise ifrat ve tefrittir. İslam, her an amentüye inanmış insanı itidalli olmaya çağırır. Ben de, yazımızda Hilmi Efendi’nin tarikat anlayışını değerlendirme dışı tutmayı daha etik buldum.

Yusuf Hoca’nın kitabında kafalarda soru uyandıracak bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. “Hilmi Efendiyi sevmeyen ve saygı duymayan hiçbir kimseye rastlayamazsınız.” sözüyle,  Hilmi Efendi pek çok kez mahkemelerde yargılandı, denilmesiyle bir çelişki dikkat çekiyor. Toplumda sevmeyenleri varmış ki Hilmi Efendi, mahkemelerde sanık olarak yargılanmış.  Sevenler, sevdiklerini hiçbir zaman giyotine vermezler. Peygamberleri sevmeyenler olduktan son Hilmi Efendi gibi hocaları sevmeyenlerin olması da doğaldır. Hilmi Efendi’nin Kur’an öğretilerinden öğrencilerine en başta gelen öğretinin abartılardan kaçınmanın doğru olduğunu öğrettiği kanaatindeyim.

Kur’an ilmi adına Hilmi Efendi’nin hafızlık kadar hafızlığın muhafızlığına da özen gösterdiği Kur’an öğretim ve eğitimindeki metodundan anlaşılıyor. Vefatından bu yana yarım asırdan fazla süre geçmesine rağmen bazı gönüllerde yaşıyor olması kendisinin bir değer oluşunun göstergesidir.

Biz, bu noktada Hilmi Efendi’nin keramet ve menkıbe gibi yaşamından ziyade bir Müslümana doğumundan ölümüne ve ölüm sonrasında lazım olacak Kur’an ile olan münasebetleri üzerinde durmayı yeğledik.

Hilmi Efendi’nin Kur’an öğrenim ve eğitimiyle alakalı gayreti İslam coğrafyasında her Müslümanın vazifesi olabilecek bir bayrak yarışıdır. Hilmi Efendi, bu bayrak yarışında verdiği mücadeleden ötürü bir değer olmuştur. Ayrıca Hilmi Efendi’nin öğrencilerine karşı olan tutum ve davranışı da modern eğitim ve öğretim dünyası için önemli bir sistemdir. Yusuf Derin Hoca’yı hocasına olan sadakatinden, saygısından ve sevgisinden dolayı kutluyorum.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!

                        Yunus Emre GÜLLÜ-13.07.2018 / Milli İrade