Mahkum yakınlarından gelen yoğun şikayetler, cezaevindeki koşulların insan onuruna yakışır olmaktan uzaklaştığını ortaya koyuyor.

Mahkum yakınları tarafından yapılan çok sayıda başvuruya göre, cezaevinde yoğunluk nedeniyle mahkumların dönüşümlü olarak uyumak zorunda kaldığı, gömlek düğmelerini açmaları veya eşofman giymeleri gibi nedenlerle sürekli uyarıldıkları, hatta bu tür küçük sebeplerle haklarında tutanak tutulup kapalı cezaevine sevk edilmekle tehdit edildikleri iddia ediliyor.

Ayrıca:

  • Bahçede 2-3 mahkumun bir araya gelmesine dahi izin verilmediği,
  • Sıcak havalara rağmen kantin sıralarında güneş altında uzun süre bekletildikleri,
  • Yetersiz su ve kantin hizmetlerinin yaşamı zorlaştırdığı,
  • Tuvaletlerdeki altyapı sorunlarının hijyen krizine yol açtığı,
  • Gardiyanların mahkumlara hakaret ve baskı içerikli davranışlarda bulunduğu şikayetler arasında yer alıyor.

İddialara göre, sadece “özgürlüğün kısıtlanması” olarak tanımlanması gereken ceza süreci, cezaevinde yaşanan uygulamalar nedeniyle “çifte cezaya” dönüşüyor. Özellikle açık cezaevinde bulunan mahkumların büyük çoğunluğunun “ceza süresinin son günlerini yaşayan” ya da “yüz kızartıcı olmayan suçlardan hüküm giymiş” bireyler olduğu hatırlatılıyor.

Cezaevi Müdürü Değişti Ama Şikayetler Devam Ediyor

Geçmişte benzer iddialar sonrası dönemin cezaevi müdürünün görev yeri değişmiş ve Denizli’ye atanmıştı. Ancak son gelen ihbarlar, sorunun sadece yönetim değişikliğiyle çözülemediğini ve bazı infaz koruma memurlarının tavırlarının sistematik bir soruna işaret ettiğini gösteriyor.

Mahkum yakınları, özellikle bazı memurların isimlerini belirtmekten kaçınmazken, bu bilgilerin şu an için kamuya açıklanmadığı bildirildi.

“Mahkumlara Sahip Çıkın”

Mahkum yakınları ve insan hakları savunucuları, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nı ve Cezaevi Savcılığı’nı göreve çağırarak, bu iddiaların ciddiyetle araştırılmasını talep ediyor. Talepleri ise açık:

“Yakınlarımız, cezasının son günlerini insani koşullarda geçirmek, huzurla tahliye olup yeniden hayata karışmak istiyor. Cezaevinde ceza yetmiyormuş gibi davranılmasın. Ceza üzerine ceza eklenmesin.”

Adalet Bakanlığı ve İnsan Hakları Kurulları Göreve Çağrıldı

Ortaya atılan iddiaların kamu vicdanında derin rahatsızlık oluşturduğunu belirten bazı sivil toplum temsilcileri de, konunun sadece yerel değil, ulusal düzeyde izlenmesi gerektiğini vurguluyor. Adalet Bakanlığı, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği gibi kurumların sürece müdahil olması talep ediliyor.

Muhabir: Berkay Alper