Sivil Toplum Kuruluşları, toplumların gelişmesinde ve ilerlemesinde çok önemli rol oynayan kuruluşlardır.

Ülkemizde, kısaca STK olarak adlandırdığımız bu kuruluşlar ellerinden gelen gayreti göstermekte ancak iktidarlar tarafından çok da ciddiye alınmamaktadır.

Özellikle son yıllarda STK’ların görüş ve düşüncelerine önem verilmemektedir.

Dernekler, Odalar, Kooperatifler, Barolar, Birlikler önemli birer sivil toplum kuruluşudur.

Gelişmiş ülkelerde STK’ların önemi çok daha fazla anlaşılmış ve çok daha fazla önem verilmektedir.

Ülkelerin yönetimlerinde bu kuruluşların görüşlerine ve düşüncelerine önem verilmekte, yönetimlerde pay sahibi bile olmaktadır.

 

***

Ülkemizde ne yazık ki aynı şeyleri söylemek pek mümkün değildir.

Hal böyleyken şimdi sivil toplum kuruluşlarına kayyum atamak gibi bir uygulama getirilmek istenmektedir.

Bu istek doğal olarak tepkileri de beraberinde getirdi.

Eskişehir milletvekili Utku Çakırözer, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla bu konuyu gündeme getirdi.

TBMM’de ‘Kitle İmha Silahlarının Önlenmesi’ gerekçesiyle getirilen kanun teklifi kapsamında derneklerin faaliyetlerinin kısıtlanması ve İçişleri Bakanınca yöneticilerinin görevden alınması ve yerlerine kayyım atanmasının kolaylaştırılmasına tepki gösteren Çakırözer, “Derneklere, sivil topluma kayyum atamak, faaliyetlerini kısıtlamak Anayasa’ya aykırıdır. Bu kanun ile insan hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri çalışamaz hale getirilecek. Demokrasimiz daha da geriye gidecek. Düzenleme bu haliyle uluslararası anlaşmalarla uyumu değil, tam tersine uyumsuzluğu artıracak” dedi.

 

***

Bazı reform söylemleriyle gündeme gelen iktidar, bu reformlara uygun olmayan uygulamalar da yapıyor.

Yargı reformu deniyor ama çeşitli cezalar veriliyor.

Ekonomik reformların sonuçlarını da göreceğiz.

Kayyum uygulamalarını en yaygın biçimde belediyelerde görüyoruz.

Görevlerinden alınan Belediye Başkanları yerine gelen kayyumların neler yaptıklarını da görüyoruz.

 

***

Ülkemizin çok önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de getirilmek istenen uygulamaya tepki gösterdi.

ÇYDD’nin Eskişehir Şubesi Başkanı Sevgi Akmen bu konuda, hukuksal mevzuatlar dernekler için kısıtlayıcı ve sınırlayıcı iken; TBMM’ye sunulan yeni yasa teklifinde dernek yönetimlerine kayyum atama, dernek malvarlıklarının dondurulması ve faaliyetinin durdurulmasına ilişkin düzenlemeler bulunduğunu belirtiyor.

Üstelik kanun teklifindeki bu kısıtlamaların, terörizmin ve kitle imha silahlarının finansmanının engellenmesi gerekçesi ile getirilmek istendiğini ifade ediyor ve şöyle diyor.

“Derneklerin işlevsiz, toplumsal kaygılardan uzaklaşmış tabela kuruluşları haline getirilmesine karşı duruyoruz. Kamu erkinin elinde terörle mücadele edecek her türlü imkan ve araç zaten bulunmakta iken bu gerekçe ile derneklerin yönetimlerine kayyum atanabilmesi, malvarlıklarına el konulabilmesi ve faaliyetlerinin durdurulabilmesi ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin dernek kurma özgürlüğü ile Anayasa’nın demokratik devlet ve hukuk devleti ilkelerine aykırıdır. Bu düzenleme ile devlet ve toplum yapısı, kazanılmış anayasal hak ve özgürlükler geriye gidecektir. Hakkın özüne zarar verilmemelidir.”