Atom numarası 80 olan ve "Hg" sembolüyle gösterilen civa, periyodik tablonun 12. grubunda yer alıyor. Yunanca "sıvı gümüş" anlamına gelen "hydrargyrum" kelimesinden türetilen bu element, oda sıcaklığında sıvı halde bulunması ve parlak görünümüyle biliniyor. Ancak, civanın bu ilginç özellikleri, aynı zamanda ciddi sağlık ve çevre sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Civanın ilginç özellikleri ve sınırlı kullanım alanları
Yüksek yoğunluğa ve yüzey gerilimine sahip olan civa, elektriği iyi iletiyor ancak ısı iletkenliği düşük. Geçmişte termometrelerden diş dolgularına kadar çeşitli alanlarda yaygın olarak kullanılan civa, toksik etkilerinin anlaşılmasıyla birlikte kullanım alanları önemli ölçüde kısıtlandı. Günümüzde hala bazı özel aydınlatma sistemlerinde, kimyasal süreçlerde katalizör olarak ve altın-gümüş madenciliğinde kullanılıyor.
İnsan sağlığı ve çevreye zararları
Civa ve bileşikleri, insan sağlığı için oldukça tehlikeli bir element olarak biliniyor. Özellikle civa buharının solunması sinir sistemine ciddi zararlar verebiliyor. Gelişmekte olan fetüsler, bebekler ve küçük çocuklar, civanın zararlı etkilerine karşı daha savunmasız durumda bulunuyor. Uzmanlar, uzun süreli ve yüksek düzeyde civa maruziyetinin beyin ve böbrek hasarına, titremeye, görme ve işitme sorunlarına, hafıza problemlerine ve kas zayıflığına yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Çevre açısından da ciddi bir tehdit oluşturan civa, sanayi atıkları ve doğal süreçlerle atmosfere, suya ve toprağa karışabiliyor. Özellikle sucul ortamlarda mikroorganizmalar tarafından daha zehirli bir formu olan metil civaya dönüştürülerek besin zincirine dahil oluyor ve deniz ürünleri yoluyla insanlara kadar ulaşabiliyor.