Eskişehir’in çok fazla marka değeri olan ürünü yok.

En önemli marka değeri Eskişehirspor’du onun durumu malum, beceriksiz yönetimler ve o yönetimleri iş başına getirenler sayesinde hiç de istenmeyen bir durumda.

Umuyoruz, düzelir ama pek de düzeleceği görünmüyor.

Çiböreğimiz var, onun durumu şimdilik iyi.

Ve önemli marka değerlerimizden biri de Kalabak Suyu.

Şimdi onun üzerinde bir takım siyasi kirli oyunlar oynanıyor.

Atatürk’ün bizzat verdiği talimatla içme suyu olarak kullanılan Kalabak suyunu uzun yıllardır içiyoruz.

Zaman zaman doğal şartlardan kaynaklanan sıkıntılar da yaşandı ama hepsi geçti.

Bu seferki sıkıntı sudan değil ama yine beceriksizlikten ya da ihmalden kaynaklanan bir sorun nedeniyle sıkıntı yaşıyoruz.

Sorun damacana sorunu.

 

***

ESKİ yetkililerinin daha önce yaptığı açıklamada da belirtildiği gibi sorun kısa sürede çözülmeye çalışılıyor.

Ancak burada önemli olan bir şehrin marka değeri üzerinde oynanan çirkin siyasi oyunlar.

Malumunuz, sıkıntının yaşandığı günlerde iki adet siyah minibüs gezdirildi Eskişehir caddelerinde.

Zaman zaman da park edilmeyecek yerlerde park ettirildi.

Yazının altındaki fotoğrafta da görüleceği üzere plakası kapatılmış ama herkesçe bilinen, Kalabak suyunu kötüleyen bir takım sözler ve görsellerle dolu giydirilmiş bir minibüs.

Bir kere bunu kim yaptıysa, kim düşündüyse şehrin markasına en büyük ihanet.

Siyasi amaçlarla yapıldığı belli olan bu girişimin arkasında kimler varsa, Eskişehir’e girmek için can atan diğer su firmalarının ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey değil.

İnsanların aklına bir işbirliği mi var diye de bir soru geliyor doğrusu.

 

***

Yıllar önce de Kalabak Suyu’na Koç Holding el atmış ve su “Tat Kalabak” markasıyla üretilmeye başlanmıştı.

Hatta Kalabak suyu ilk pet şişelerde ve pet bardaklarla satılmaya bu sayede başlamış ve yatırımlar da yapılmıştı.

Kalabak suyu bu markayla yurt içinde de satıldığı gibi İngiltere, Belçika ve orta doğu ülkelerine de ihraç edilmeye başlandı.

Belediye için de çok önemli bir gelir kaynağı olmuştu.

Ancak o dönemde de yine siyasi amaçlarla şu andaki iktidar partisine mensup bir milletvekilinin, sırf suyun işletmesini Belediye yapıyor diye Kalabak Suyunun adı da olmasına rağmen başka bir marka adıyla satılamaz şeklinde itiraz ederek biraz da baskı yaparak bu işi engellediği biliniyor.

Bu siyasi oyun nedeniyle Koç Holding de bu işten çekiliyor.

Sonuçta ne yatırım kalıyor ne de ihracat.

O dönemde böyle bir itiraz ve engelleme olmasaydı belki de Kalabak Suyu şimdi şehrin çok önemli gelir kaynaklarından biri olacak ve bu tür sorunlar asla yaşanmayacaktı.