Eskişehir İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, böbrek hastalığın farkındalığının düşük olmasının, erken dönemde tespit edilmesine imkân vermediğinin belirterek, "Böbrek hastalığı zamanında fark edildiğinde önlenebilir" diye belirtti.

Bilge, 10 Mart Dünya Böbrek Günü ve 9-20 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası nedeniyle bir açıklama yaptı. Kronik böbrek hastalığı dünyada ve Türkiye’de salgın halini almış önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Uğur Bilge, erken saptandığı takdirde önlenebileceğini söyledi. Böbrek hastalığın farkındalığının düşük olması, erken dönemde tespit edilmesine imkân vermediğinin altını çizen Prof. Dr. Bilge, “Bireylerin hastalığının farkında olmaması nedeni ile son dönem böbrek yetmezliği gelişmekte ve yaşam kalitesi bozulmaktadır. Türk Nefroloji Derneği’nin ülkemizde yaptığı bir tarama çalışmasında Türkiye’de her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığının olduğu saptanmıştır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmalar, hastalığın farkındalığının yüzde 10’un altında olduğunu göstermiştir. Düşük farkındalık nedeniyle hastalık son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) evresine ilerlemekte, kötü yaşam kalitesi ile hastanın sağlığını tehdit etmekte, engellilik ve ölüm oranlarının artmasına neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Böbrek hastalığı zamanında fark edildiğinde önlenebilir”
Koronavirüs nedeniyle hastaneye kaldırılan kişiler, ölüme yol açabilecek ciddi akut böbrek hasarı riski altında olduğunu belirten Prof. Dr. Bilge, şu ifadelere yer verdi:
“Koronavirüs enfeksiyon şiddetinin bir belirtecidir ve bu hastalar için ölüm oranı daha yüksektir. Böbrek hastaları bu dönemlerde koronavirüs enfeksiyonuna daha duyarlıdır. Mevcut böbrek hastalıklarının enfeksiyon ile birlikte şiddetlenebileceği unutulmamalıdır. Diğer insanlarla teması sınırlamalı, dışarı çıkınca sosyal mesafe önlemlerini almalı, koronavirüs aşılarını tam olarak yaptırmalı, düzenli olarak ellerini yıkamalıdır. Böbrek hastaları veya evde yaşadığı bireylerden birisi koronavirüs semptomlarına sahipse dializ merkezine gitmeden önce mutlaka bilgi vermelidir. Unutulmamalıdır ki böbrek hastalığı olanlarda koronavirüs enfeksiyonu daha ağır seyretmektedir. Böbrek hastalığı zamanında fark edildiğinde önlenebilen veya en azından geciktirilebilen bir hastalıktır. Kronik böbrek hastalığından korunmak için, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, sigara içmemek, tuzu azaltmak ve düzenli olarak böbrek muayenesi yapılması gerekmektedir.”

“Masadan tuzluk kaldırılmalıdır”
İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge, 9-20 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftasına dikkat çekerek, “Böbrek sağlığı için az tuz tüketmek gereklidir. Dünya Sağlık Örgütü günlük olarak tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (1 çay kaşığı) olarak önermektedir. Bu miktar ise yemeklere tuz eklemeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerden sağlanmaktadır. 2017 yılında DSÖ işbirliğinde Sağlık Bakanlığınca gerçekleştirilen “Türkiye Hane Halkı Sağlık Araştırması’na (Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Risk Faktörleri 2017)” göre günlük kişi başı tuz yaklaşık tüketiminin günde 10 gram olduğu saptanmıştır. Bu değer Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği günlük tüketim miktarının iki katıdır. Az ama iyotlu tuz kullanılmalıdır. Aşırı tuz tüketimini azaltmak için, bir kişinin günlük olarak kullandığı tuz miktarı 5 gramı geçmemeli. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat gibi tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin sodyum içeriğini artırmaktadır. Besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama ve pişirme sırasında tuz eklenmemelidir. Masada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve masadan tuzluk kaldırılmalıdır” dedi.