Hayat ve hakikatin iltiması olur mu? Yaşamda bayram bir tarafa, matem diğer tarafa mı olmalı? Soruların muhatabı elbette akıldır. Akıl, izan ve insafla mesuldür. Aklın işi, insana matem yerine bayram yaşatmaktır. Önceki yazımın teması Hz. Yusuf’un kuyudan saraya, saraydan zindana ve zindandan saraya gidiş gelişleri idi. Onun, yaşam seyri bayramlara ilerleyişti. Başına gelenlerin bazılarını dışarıdan matem gibi görünler oldu. Öyle görenler olsa da, onun ideali bayramlar yaşamak ve yaşatmaktı. Karamsarlığa kapılmadan hep ümit var oldu. Fırsatı hak bayram bilenlerle Hz. Yusuf’un bayram ve matem anlayışlarındaki idealler farklı. Özetle, ideallerin farkı hakla batılın mücadelesi…

 

İnsan için nihai makam “nübüvvet” mertebesi... Hz. Yusuf,  bu mertebeye yükselen yirmi beş peygamberden biri… Kur’an’da adları anılan yirmi beş peygambere iman, amentü esaslarındandır. Yirmi beşinci peygamberle, peygamberlik son buldu. Bir daha hiçbir beşerin peygamber olmayacağı Kur’an bildirgesiyle duyuruldu. Sıkıntıların en çetinleriyle karşı karşıya kalanalar peygamberlerdir. Hz. Yusuf da, başına gelen sıkıntıları “ilim ve hikmet” le aştı. “İlim ve hikmet” le adalet, idare ve iktisadi sıkıntılara çözümler üretti.

 

Kıtlık ve bolluk zamanlarının dengesini kurdu. Tarım, imar, lojistik, teknik ve sosyal olarak iktisadi yapıyı korudu. Ekonominin üç altın kuralını hayata geçirdi. Bu altın kurallardan birincisi, ihtiyatlı tasarruf… İkincisi, idareli sarfiyat… Üçüncüsü, adil paylaşım… Bu üç altın kuralı hayata geçirmekle halkın güven ve gönlünü kazandı. O dönemde “teknik” ne gezer diyenler çıkabilir. Öyle iddialara cevap mı? Tahılın yedi yıl sağlıklı muhafazası tekniğe dayalı değil de, nedir?

 

Peygamberlerin görevi adalet, güven, barış ve huzuru sağlamaktır. Mazlumun mağdur edilmemesi… Hak gaspının önlenmesi… Zalim, hilekâr, sahtekâr, şarlatan, yobaz, hokkabaz ve riyakârın akıbette matem yaşayacağını dile getirmek… Akil, adil, arif, halim, selim, samimi ve sevecenin ahirde bayrama ereceğinin ilanı… Toplumsal yaşamda çıkar çatışmaları söz konusu olabilir. Çıkar çatışmaları servet, şehvet ve şöhret bağlamında ortaya çıkar. Kışkırtma, saldırı, husumet, suiistimal ve tefrika gibi melun ahvaller alavereyi çığırından çıkartır. Sözün özü; paylaşım yerine yağma, talan, vurgun ve fırsatçılık baş gösterir.

 

Zaman eskise de, değerler eskimez. Hak ve hakikatin değerleri bakidir. İktisadi girdi ve çıktılar menfaatlere göre değer kazanır. Hak yerini adaletle bulur. Yusuf suresinde, Hz. Yusuf’la alâkalı Allah: “…Biz, onu oraya yerleştirdik ki, ona rüyaların tabiriyle alakalı ilimler öğretelim. Öyle ya, Allah yaptığı işte galiptir. Fakat insanların çoğu bilmez… Olgunluk çağına geldiğinde, biz ona ilim ve hikmet verdik…” buyuruyor. İnsan, bolluk veya kıtlıkla sınav olabilir. Bayram ya da matemle teste tabi tutulabilir.  Bolluk ya da kıtlıkta huzurun kaynağı sabır ve kanaattir. Kıtlıkla terbiye, zordur.   Bollukta azgınlık kolay! O, kendisine verilen bilge kişilikle rüya yorum yeteneğine sahipti. Yorumda kalmayıp sorunlara çözümler üretti.

 

Vesselâm! Onun görev gayesi toplumsal barış ve huzurla insanlığa bayram yaşatmaktı. Tarihte pek çok kez bir elleri yağda ve diğer elleri balda olanlar fırsatı hak-bayram bilip hakikate kafa tutmaya kalkışmışlar. Kâinat, okumasını bilenene bir kitaptır. Olaylar derstir, ibret almak isteyene... Herkesin kendisi hakikati anlatır, anlamak isteyene. Hava, su ve toprak birer kıymettir, idrak edene. Ötesi kime, niye bayram? Kime, niçin matem? Akla gelebilecek sorulardan birisi de: Hz. Yusuf’un yedi yıllık bollukla, yedi yıllık kıtlığın dengesini nasıl kurduğu? O, kurtuluşu hakkaniyette aradı. Mağdur ve mazlumun yanında oldu.

 

Hz. Yusuf’un ilkelerinde husumet, kin, nefret, hile, yalan, iftira ve riyaya yer yoktu. İlkeleri doğruluk, adalet, sadakat, sevgi ve saygı idi. Doğruları doğru gördü. Doğruya yamuk bakmadı. Yalana kulak asmadı. Başkasının izzeti şerefine leke sürmemek onun özelliği... Hayat ve ölümün şakası yoktur tezinin farkındalığına dikkat çekti. Toplumsal huzuru “adaletle” rahatlattı. Halkın sadakatini adil paylaşımla sağladı. Durumu hak-bayram bilip bayramı kendilerine, matemi başkalarına reva görürlerin ipliklerini pazara çıkarttı. İnananlara da, bayram yaşattı.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!