Bakan Göktaş, Türkiye Basın Federasyonunun "Anadolu Sohbetleri" etkinliğinde basın mensuplarıyla bir araya gelerek, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları'ndaki (SYDV) grev, aile, nüfus, "Komşu Anne" uygulaması ve sosyal medya düzenlemesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Göktaş, SYDV grevine ilişkin yaptığı açıklamada, bakanlığın büyük bir teşkilat olduğunu, bu kapsamda son olarak iki farklı düzenlemeyle personele iyileştirmede bulunduklarını söyledi.

27 Ağustos'ta Resmi Gazete'de çıkan kararla ASDEP (Aile Sosyal Destek Programı) personeline 4/D'den sözleşmeli memurluğa geçme hakkını verdiklerini belirten Göktaş, "Onların da aslında 2016 yılından bu yana karşılaştıkları bazı sıkıntıların önüne geçmiş olduk. Onların da motivasyonunu artıracağı bir çalışma oldu. Yine ek derslilerin çok uzun zamandır çözülemeyen konusunu bu yıl içerisinde çözüyoruz." dedi.

Toplumun en kırılgan, en hassas noktalarına ulaştıklarını ifade eden Göktaş, şunları kaydetti:

"Bir deprem oluyor, psikososyal destek ekiplerimiz sahada oluyor. Deprem bölgesinde hala çalışanlarımız büyük özveriyle çalışıyor. Bakanlık merkez teşkilatı, il müdürlüklerimiz, psikososyal destek ekiplerimiz ayrıca vakıf çalışanlarımızda benzer şekilde ihtiyaç sahibi her vatandaşımıza kimseyi geride bırakmama anlayışıyla hareket ediyor. Her bir personelimiz bizler için çok değerli, çok kıymetli ve onların herhangi bir hak kaybı yaşamamasını oldukça önemsiyoruz. Bugün SYDV çalışanlarının ek protokol kapsamında Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) kapsamına alındıklarını ifade etmek istiyorum. KÇP kapsamında değillerdi, biz onları ek protokol ile KÇP kapsamına dahil ettik."

Göktaş, nüfusta ve çocuk sayısında azalma olduğunu belirterek, Türkiye'nin her zaman genç ve dinamik nüfusuyla gurur duyduğunu ancak şimdi tüm dünya gibi yaşlandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 3 çocuk vurgusuna değinen Göktaş, "Cumhurbaşkanı'mız aslında bu günleri öngörerek vurgu yapıyordu. Tabii o zamanlar eleştiriler oldu. Ama bugün baktığımız zaman durumun ne kadar acil, vahim ve önemli olduğunu ortaya koymuş olduk. 2024'te doğurganlık hızımız 1,51 iken, bu sene 1,48'e düştü. Tarihin en düşük noktalarını yaşamaya devam ediyoruz." dedi.

"383 bin 684 annemizin hesabına 3,5 milyar lira aktardık"

Genç nüfusun artırılmasına yönelik çalışmalarının olduğunu belirten Göktaş, "Deprem bölgesinde Aile ve Gençlik Fonu kapsamında 6 ay içinde 5 bin 500 genci evlendirdik. Diğer yandan doğum yardım sistemimizi güncelledik. İlk çocuğa tek seferlik 5 bin lira, ikinci çocuğa her ay 1500 lira, üçüncü çocuk ve sonrası için 5 bin liralık desteğimizi her ay annelerin hesabına yatırıyoruz. Türkiye genelinde 383 bin 684 annemizin hesabına, bu kapsamda 3,5 milyar lira aktardık." ifadesini kullandı.

Göktaş, ailelerin iş ve yaşam dengesinin uyumlu bir hale gelmesi için yarım zamanlı çalışma yönetmeliğini çıkardıklarını, çocukları 6 yaşına gelene kadar hem erkeklerin hem de kadınların bundan faydalanabileceğini söyledi.

Yarım zamanlı çalışma sisteminin batıda çok sık uygulanan bir model olduğunu vurgulayan Göktaş, "Dünyanın genelinde esnek ve uzaktan çalışma modelleri var. Zaten Orta Vadeli 12. Kalkınma Planı'nda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının esnek ve uzaktan çalışma modellerinin yaygınlaştırılacağına dair bir çalışması var. Ama biz, kanunlaşmış fakat yönetmeliğe geçmemiş bu konuyu yönetmeliğe geçirdik." dedi.

Komşu Anne uygulamasının detaylarını da paylaşan Göktaş, şunları kaydetti:

"Kadınları ve erkekleri iş hayatından koparmadan, aileleri güçlendirmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Bu model, İskandinav ülkelerinde, Fransa'da, İtalya'da, Almanya'da, Belçika'da, dünyanın pek çok ülkesinde uygulanıyor. Kadınlar, 1-5 çocuk arasında, kendi evlerinde güvenli ortamı oluşturup bakabiliyor. Komşu Anne adayları, özellikle Milli Eğitim Bakanlığının erken çocukluk eğitimini aldıktan sonra ilk yardım eğitiminden geçiyor. Amacımız, anneler bir yere gittiklerinde gözü arkada kalmayacak bir model uygulamak. Burada, çocuk gelişimi okuyanlar da bu işi yapabilir. Bir liyakat, bir ehliyet bekliyoruz. Özel kreşlerin maliyetli olduğunu biliyoruz. Ailelerin yükünü hafifletecek, maliyetleri azaltacak bir model."

"Ülkemize özgü bir model çalışıyoruz"

Bakanlık bünyesindeki Aile Enstitüsünün Türkiye'de araştırmalar yaptığını belirten Göktaş, bu kapsamda insanların neden evlenmediğine ilişkin saha çalışmasının ilk bulgularını paylaşacaklarını söyledi.

Çocuklara yönelik sosyal medya düzenlemesine de değinen Göktaş, şunları ifade etti:

"Yeni yasama dönemi açılır açılmaz bu konuyla ilgili yasa tasarısını sunacağız. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun burada çok önemli bir görevi var. Avustralya'nın geçen sene başlattığı 16 yaş altı sosyal medya yasağı gündemde oldu. Yasaları çıkarmak kolay ama uygulaması biraz sıkıntılı. Biz geçen sene iki çalıştay yaptık. Ülkemize özgü bir model çalışıyoruz. İlk aşamada biz 13 yaş altı demiştik. Sonra 13-16 yaşta burada bir kademe uygulayalım dedik ama bakanlık olarak bizim önerimiz 16 yaş altı olması yönünde. Genel literatür de bu şekilde."

Çocukların, sosyal medyada dezenformasyonla gerçeği ayırt edemediğine dikkati çeken Göktaş, şunları söyledi:

"Yetişkinlere göre dezenformasyona daha fazla maruz kalabiliyorlar. Çocuklara sürekli gerçek olmayan bir hayat sunuyor. Yapay zeka hayatımızın her alanını etkileyen bir model ve çok hızlı hayatımıza girdi. Biz sonradan alıştık buna ama çocuklar içinde doğdu ve bizden çok daha bu konuda yaşıyor. Dolayısıyla Meclis açılır açılmaz inşallah gündeme getireceğiz. Sosyal medya yapımcılarına yükümlülük yükleyeceğiz. Meta da bizimle görüştü bu konuda. Biz bu konuda biraz daha sıkıyız ve daha fazla denetimi istiyoruz. Ailelerin de özellikle bu sürecin bir parçası olmalarını istiyoruz. Teknik ekiplerimiz çalışıyor. Bu hafta tekrar bir toplantımız olacak. Biz ülkemizde uygulanabilir bir model hayata geçirmek istiyoruz."

"Bu süreci şehitlerimizin emanetleriyle ve gazilerimizle inşa edeceğiz"

Terörsüz Türkiye sürecinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vizyonu doğrultusunda çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Göktaş, "19 Ağustos'ta şehit ve gazi derneklerimizle beraber Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonunun misafiri olduk. Özellikle orada annelerin, ailelerin, şehit ailelerimizin ve gazilerimizin taleplerini dile getirme, hassasiyetlerini dile getirme imkanımız oldu. Cumhurbaşkanı'mızın da ifade ettiği gibi bu süreci şehitlerimizin emanetleriyle ve gazilerimizle inşa edeceğiz. Biz bu süreçte elimizden geldiğince katkı sunmaya devam edeceğiz. " dedi.

Kaynak: Bülten