Güneydoğu Asya'nın iki komşusu Tayland ve Kamboçya arasındaki sınır hattında tansiyon yeniden zirveye ulaştı. Yıllardır süren toprak anlaşmazlığı nedeniyle ayrılan 817 kilometrelik sınır tellerinin iki ay aradan sonra yeniden alevlenmesi, bölgede yeni bir savaşın fitilini ateşleyebileceği endişesini doğurdu.
Tayland ordusu tarafından yapılan son açıklamaya göre, Kamboçya'nın güneyine son 48 saat içinde 20'den fazla F-16 hava saldırısı düzenlendi. Bu geniş çaplı askeri operasyonlar sırasında maalesef can kayıpları da yaşandı. 8 Aralık'ta bir, 9 Aralık'ta ise iki askerin hayatını kaybetmesiyle, Tayland tarafındaki ölü sayısı üçe yükseldi. Ordunun açıklaması, bölgedeki çatışmaların boyutunu ve şiddetini gözler önüne seriyor.
ABD'den 'Taahhütlere Uyun' Çağrısı
Sınırda yeniden tırmanan şiddet, uluslararası toplumun da dikkatini bölgeye çekti. Daha önce bir ateşkes anlaşması imzalamış olmalarına rağmen çatışmaya yeniden başlamaları üzerine ABD devreye girdi. ABD Başkanı Trump'ın üst düzey bir yetkili aracılığıyla yaptığı açıklamada, her iki ülkenin de ateşkes taahhütlerine tam olarak uymaları beklentisi dile getirildi. Yetkili, "Başkan Trump, şiddetin sürekli olarak durdurulmasında kararlıdır ve her iki hükümetin de çatışmayı sona erdirme sözlerini tam yerine getirmelerini beklemektedir," ifadelerini kullandı.
Geçmişteki Çatışmalar ve Liderlerin Sert Mesajları
Tayland ve Kamboçya, en son 24 Temmuz'da çıkan çatışmalarda 32 kişinin hayatını kaybetmesiyle gündeme gelmişti. Ardından iki ülke, 26 Ekim'de Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'da düzenlenen 47. ASEAN Zirvesi'nde ABD Başkanı Donald Trump'ın katılımıyla bir "barış anlaşması" imzalamış ve hatta sınır bölgelerindeki ağır silahları geri çekmeye başlamışlardı. Ancak mevcut gelişmeler, bu anlaşmanın ihlal edildiğini gösteriyor.
Bölgede durum kritikliğini korurken, liderlerden de sert açıklamalar geldi. Kamboçya Başbakanı Hun Manet, ulusun egemenliğini koruma vurgusu yaparak halkı ve tüm kurumları birlik olmaya çağırdı. Tayland Başbakanı Anutin Charnvirakul ise ülkesinin şiddet istemediğini, ancak egemenliğinin ihlaline asla tolerans göstermeyeceğini ve gerekli görülmesi halinde askeri operasyonlara devam edileceğini net bir şekilde bildirdi. Bölgedeki bu gerginlik, tüm dünyanın gözü önünde, yeni bir krizin eşiğinde duruyor.





