Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ), Türk kültürünün önemli bir parçası olan âşıklık geleneğinden iki ismi ağırladı.

Eskişehir'de Türk halk edebiyatının önemli bir kolu olan âşıklar geleneği yaşatıldı. ESOGÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Prof. Dr. Kürşat Öncül, öğrencilerine âşık geleceğini daha iyi anlayabilmeleri için kongre merkezinde düzenlediği etkinlikte, halk ozanlarından Karslı Erzade Kapan ve Erzurumlu Zakir Tekgül sahne aldı. Aşıklar, bağlamaları eşliğinde hoşlama, taşlama, ve tekellüm sırasına bağlı kalarak atışma yaptı. İki dudak arasına iğne koyan âşıklar, dudakdeğmez sanatını da icra ederek, öğrencilere unutulmaz anlar yaşattı.

“Çocuklar teoriğin yanında pratiği de görmüş oldular”
Prof. Dr. Kürşat Öncül, öğrencilerin edebiyatın teorik bilgilerden ziyade, pratiği görmeleri için böyle bir etkinlik düzenlediğini aktardı. Sahne alan âşıklardan öğrencilerinin çok keyif aldığını söyleyen Prof. Dr. Öncül, "Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü kompleks bir alan. İçerisinde kültürün her alanı var. Ben halk edebiyatı alanında görev yaptığım için derslerimizde de sürekli ozan baksı edebiyatından, âşık edebiyatından bahsediyoruz. Öğrencilerimiz maalesef âşıklarla ilişkili herhangi bir bilgiye sahip değiller. Erzurum ve Kars yöresi, âşıklık edebiyatı açısından hala günümüzde geleneği canlı olarak sürdüren en önemli bölgelerden birisi. O bölgeden iki tane âşık getirerek çocuklarımızın en azından bu kültürü sadece lisans eğitimi içerisindeki teorik bilgilerden çıkarak gerçek anlamda da nasıl olduğunu ve nasıl yaşandığını görsünler istedik. Yine öğrencilerimizin emeği ile davet ettik. Âşıklarımızda sağ olsunlar, geldiler. Bize geleneğin farklı unsurlarından örnekler verdiler. Keyifli bir zaman dilimi oldu. Çocuklar da teoriğin yanında pratiği de görmüş oldular diye düşünüyorum. Öğrenciler çok büyük bir keyif aldı" dedi.

“İkinci dönem çocuklar aynı teveccühü gösterirlerse birkaç âşık daha davet edeceğiz”
Âşık edebiyatını çocuklara ulaştırmanın gayreti içerisine giren Prof. Dr. Öncül, bu tür etkinliklerle katkı sağlamak istediğini dile getirdi. İkinci dönemde de başka âşıkları davet edebileceklerini söyleyen Prof. Dr. şu şekilde konuştu:

“Âşık edebiyatını ölmekte olan bir edebiyat diye düşünüyoruz ama aslında çocuklarımıza ulaştırabilsek bu geleneği çok daha canlı bir şekilde yaşatabiliriz. İkinci dönem aynı teveccühü çocuklar gösterirlerse ki, göstereceklerine eminim. Benzer şekilde yine yaşayan güçlü âşıklardan birkaç tanesini davet ederek hem üniversitemizin tanıtımı açısından ve akademik anlamda da çocuklarımıza bir katkı sunmak adına bu tür küçük faaliyetler yapmak istiyoruz. İlerleyen süreçlerde de inşallah bu tür etkinlikleri yapabileceğimiz, gücümüzün yettiği farklı boyutlarda katkı sunmak bizim temel hedefimiz.”

“Bizim görevimiz, bu kültürü tanıtmak”
Erzurumlu 60 yaşındaki Âşık Zakir Tekgül, ESOGÜ’ye öğrencilerle muhabbet ve âşık kültürünü tanıtmak için geldiklerini belirtti. Katılımın güzel olduğunu söyleyen Tekgül, “Bugün hocamız bizi davet etti. Edebiyat olduğu için biz de sazımızla, sözümüzle beraber geldik. Öğrencilere bir muhabbet olsun ve bu kültürü tanıtma açısından geldik. Bizim görevimiz, bu kültürü tanıtmak. Gençler tanısın. Güzel de bir katılım vardı. Ondan dolayı da hocama çok teşekkür ederim. Böyle üniversite bazında bu programın olması bizim için daha bir mutluluk oldu. Âşıkların gelip te bir üniversite de öğrencilere böyle ders mukabilinde veya âşıkların sözlerinden, atışma örneği, dudakdeğmez örneği, güzelleme, örneği ve taşlama örneği derken bu çeşniyi yaptık. Gerçekten benim çok hoşuma gitti ve mutlu oldum. Hocama da buradan çok teşekkürler. Öğrencilere de başarılar dilerim” diye konuştu.

“Edebiyat olduğu zaman koşup geliyoruz”
76 yaşındaki Karslı Âşık Erzade Kapan ise icra ettikleri sanatı öğrencilerin anlayacağı gibi söylediklerini belirtti. Diğer üniversitelerden çağıran olursa gidebileceklerini söyleyen Kapan, şu ifadeleri kullandı:

“1978’den bu yana İstanbul’da âşıklık kültürünü yürütüyorum. Edebiyat olduğu zaman koşup geliyoruz. Kürşat Öncül Hocamız bizi çağırdı. Öğrencilerimize program yaptık 1 buçuk saat kadar. Şimdi dönüp İstanbul’a gideceğiz. Tabii bunları öğrencilerin anlayacağı şekilde söyledik. Atışmaları çok istiyorlar. Dudakdeğmez istediler ve onu söyledik. Onların verdiği ayakları söyledik. Memnun oldular. İnşallah başka yerden çağıran üniversiteler olursa geliriz.”