Vay be Ankara…

Ankaralı başkent dedi, umut dedi….

Meğer "konser cebi" başkentmiş!…

2019'da CHP'nin "temiz siyaset" sirk şovunda sahneye zıplayan Mansur Yavaş, 2019 da Gökçek ‘in olmadığı seçimi kazanıp koltuğa yapışınca, Ankaralı algı operasyonları neticesi "Aman Tanrım, melek indi!" diye gözyaşı döktü.

Uluslararası Şeffaflık Derneği'nden "yolsuzluk avcısı" madalyası kaptı, posterleri "Kutsal kitap" gibi asıldı.

Ama şimdi?

O madalya boynunda değil, cebinde eriyor – ihale paralarıyla birlikte!

Algılar, siyasi olguların en usta aktörü; ABB koridorlarında yankılanan yolsuzluk kahkahaları, Yavaş'ın "temiz adam" maskesini palyaço burnuna çevirmiş.

Maske düştü, sahne boş – Yavaş nerede? Koltuğun altında mı saklanıyor, yoksa "ifade provası" mı yapıyor?

Hadi bakalım, "hazırım" diye böbürlenen adam, Gökçek'in meydan okumasına neden sessiz?

Cevap veremiyor mu, yoksa mikrofon korkusu mu var?

Konuşunca her şey, bütün algı yerle bir olduğu için mi ?..

Yoksa Gökçek ‘in iddialarının tamamı doğru olduğu ve verebilecek bir cevabı olmadığı için mi?…

Hadi, şu utanç verici tiyatroyu saralım: Yavaş, koltuğa çökünce Gökçek'in "3 katrilyonluk yolsuzluk dosyası"nı savcılığa gönderdi…

Sonuç: bomboş ve ederi olmayan iddialar…

CHP’li gariban Ankaralılar da "Yaşasın kahraman!" diye bayram etti, ellerini çırptı. Ama plot twist, tam bir vodvil!

Kendi dönemi, "Yolsuzluk 2: Konser Kaosu" olmuş çıktı.

2021-2024 arası 32 etkinlikte 154 milyon TL'lik "halay faturası" iddiası: WhatsApp'lar uçuşuyor, usulsüz ödemeler fışkırıyor, ihaleler tek firmaya "Hediye paketi" gibi bağlanmış.

Zirvede Yavaş'ın "Bu evrak mı?

Ben körüm herhalde!" imzası – sanki imzayı hayalet atmış!

Savcılık, İçişleri'nden Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu için izin istedi: "Görevi kötüye kullanma", "denetim ihmali". Yavaş'ın cevabı? "İzne gerek yok, ifade vereyim!"

Hah hah, ifade mi?

Sanki mahkemede "Eee... Konser mi? O rüya mıydı?" diye geveleyecek, seyirci kahkahadan kırılacak.

Stand-up'çı gibi sahneye çıksa, "Boo!" diye ıslıklanır, sahneden kovulurdu!

Temiz adam mı?

Daha çok, temizlikçi kılığında biri..

Eleştiri mi istiyorsun?

Durun, daha ısınmadık, ocakları açın!

2023'te AK Parti'li Nihat Yalçın raporu patlattı: ABB, aynı aileye 12 şirketle 27 ihale, 1,5 milyar TL usulsüzlük, toplam 7 milyar TL'lik "aile sofrası" ziyafeti.

Suç duyurusu?

Var ve capcanlı.

Yavaş'ın parmağı?

Dosyada neon ışık gibi yanıyor, kaçacak yer yok!

Sel faciasında Ankaralı yüzerken boğuluyordu, belediye Tan Taşçı'ya 10 milyon TL boca etti – hizmet mi, yoksa "suya para akıtma" oyunu mu?

Halk "Hizmet nerede?" diye inletirken, Yavaş "Başbakanlık hayali"nde kaybolmuş, bulutlarda dans ediyordu.

“Hizmet adamı" imajı?

Sosyal yardımlarla cilalanmış balon – Sayıştay, MASAK ve bilirkişiler "Pat!" diye iğneliyor: Paslı ihale kokusu, çürük elma gibi! Pas mı? O Yavaş'ın "terli korkusu", konser faturalarından sızan ihale teri – kokusu burnu tırmalıyor!

Siyasi olgular, algı soytarılığında zıplıyor, palyaçolar gibi.

CHP, Yavaş'ı "halk prensi" diye pazarlıyor; Özgür Özel "Yanındayız" diye şemsiye açıyor – ama delik deşik, yağmur yağıyor!

Tutuklular sahnede: Eski Kültür Dairesi Başkanı H.A.B., organizasyon şirketi sahipleri O.E., S.Ç. ve 14 sanık, 7,5-31,5 yıl hapisle dans ediyor.

Doğrudan teminler, rekabetsiz ihaleler...

Yavaş'ın "üreten belediye"si?

Üreten çöp yığını, konser enkazı! Ebru Gündeş'e 69 milyon TL fatura, 130 konser dosyası (104'ü hâlâ masada pinekliyor).

Ankaralı vergiyi ödüyor, karşılığı "Halay partisi" mi?

Yavaş, "temiz" diye geldi, ama ortalığı konser pisliğiyle, ihale lekeleriyle doldurdu – sanki belediye değil, ucuz düğün salonu, bedava rakı var!

Tek savunması komik: “milli bayramlara karşı bunlar”…

Ve esas şaka, hodri meydan fiyaskosu – tam bir komedi filmi finali!

Melih Gökçek, 100'e yakın dosyadan tertemiz takipsizlik kupalarını topladı, savcılık "Masum, alkış!" diye ayakta.

Gökçek zafer turu atıp Yavaş'a döndü: "Meydan okuyorum, TV'de kapışalım! İhaleleri, paraları, yolsuzlukları dökelim ortaya.

Cesaretin var mı, yoksa yine susup 'hazırım' diye mi kıvıracaksın, yoksa koltuğun altına mı kaçacaksın?" X'te bomba patladı: "Büyüğü geliyor, Ankara patlayacak, Yavaş yavaş erisin!" Yavaş?

Cevap yok, tıs yok!

Sanki Gökçek mikrofonu uzatsa, "Aman abi, ben susayım, kalp krizi geçireyim" diye kaçar, bacakları titrer.

Gökçek TV'lerde "Gel, korkma!" diye bağırıyor, Yavaş koltukta büzüşmüş, "Twitter'ı bile açmıyorum, karanlıkta bekliyorum" modunda.

Suskunluk mu?

Korkaklık zirvesi!

Ankaralı kahkahada yuvarlanıyor: "Mansur, Gökçek'e yetişemiyorsun, bari bir emoji at – korku suratı mesela!" Yavaş yavaş eriyor – mecazi ve gerçek anlamda, Gökçek'in gölgesinde kayboluyor!

Algılar ayna, ama Yavaş'ınki çarpık, kırık dökük!

Şeffaflık Ödülü?

Palyaço şapkası, burnuna oturtulsun! Ankapark dersi (111 milyon TL zarar) alınmadı, Yavaş lekeleri katladı, konser boyasıyla üstünü örttü.

“İfade hazırım" diyorsan, TV'ye çık Gökçek'le kapış, hodri meydan!

Ama nafile, korku kazandı, Yavaş kaybetti.

Halk masal değil, hesap istiyor – "suskun kahraman" masalını yuttu da kusuyor!

Sonuç?…

Ankara sirk çadırı, Yavaş baş aktör ama beceri ve yetenek sıfır…

Gökçek meydan okuyor, Yavaş titriyor, cevap veremiyor – utanç tablosu!

Algılar uçsun, olgular kalsın – yolsuzluk affetmez, hele korkakları hiç!

Ankaralı, uyandı, başkent – Yavaş'ın "konser krallığı" değil, o taht sallanıyor!

Ki daha kaybolan milyonlarca karton bardak, yüzbinlerce tabut meselesine daha sıra gelmedi….

AZ DA SAĞLIK…

Egzersiz, sadece kas ve kalbin değil, beynin de ruhun da, karaciğerin de böbreğin de, dalağın da kulağın da yanağın da gözün de gönlünüzün de tiroidin de böbrek üstü bezlerinin de midenin de pankreasın da en iyi ilacıdır….

NE DEMİŞ?…

“Çalışıyor ama çalıyor dedirtmeyeceğim."

( Bence sözünü tuttu…

Çalışmadı ve çalışıyor dedirtmedi… Çalıyor kısmını da hukuk doğrulayacak ya da aklayacak…)

- Mansur Yavaş