Amerikan İç Savaşı, 1861 ile 1865 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'nin kuzeyindeki "Birlik" (Union) ve güneyindeki "Konfederasyon" (Confederacy) arasında yaşanan kanlı bir iç savaştır. Savaşın temelinde, ekonomik ve sosyal farklılıkların yanı sıra özellikle kölelik kurumunun geleceği ve federal hükümetin yetkileri konusundaki derin anlaşmazlıklar yatmaktadır.
Güney eyaletleri, ekonomilerinin temelini oluşturan köleliğin kaldırılmasına şiddetle karşı çıkarken, kuzey eyaletleri köleliğin yayılmasını engellemek ve nihayetinde ortadan kaldırmak için mücadele ediyordu. Eyalet hakları savunucuları, federal hükümetin yetkilerinin sınırlandırılması gerektiğini savunurken, Birlik yanlıları güçlü bir merkezi hükümetin gerekliliğine inanıyordu.
Abraham Lincoln'ün 1860'ta başkan seçilmesi, güney eyaletlerinin Birlik'ten ayrılma sürecini hızlandırdı. Güney Carolina'nın öncülüğünde Mississippi, Florida, Alabama, Georgia, Louisiana ve Teksas da bağımsızlıklarını ilan ederek Konfederasyon Devletleri'ni kurdu.
Dört yıl süren savaş, Gettysburg ve Vicksburg gibi dönüm noktası niteliğindeki çatışmalara sahne oldu. General Ulysses S. Grant liderliğindeki Birlik ordusu, sonunda Konfederasyon güçlerini mağlup etti. Savaşın sona ermesiyle birlikte kölelik resmen kaldırıldı ve Birlik yeniden sağlandı.
Ancak Amerikan İç Savaşı'nın etkileri uzun yıllar devam etti. Güney eyaletleri ekonomik ve sosyal olarak büyük bir yıkım yaşarken, yeniden yapılanma süreci sancılı geçti. Irksal ayrımcılık ve eşitsizlik uzun süre devam etti ve günümüzde bile Amerikan toplumunda İç Savaş'ın izleri görülebilmektedir. Savaş, Amerikan kimliğini derinden etkileyen ve ülkenin geleceğini şekillendiren önemli bir dönüm noktası olmuştur.