Bugün devletin içersine bir şekilde çöreklenmiş hain terör örgütü mensuplarının Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk demokrasisine karşı başlattıkları kalkışmanın 3. yıldönümü.

Üç yıl önce gece saatlerinde yaşadıklarımız gerçekten ilginç bir o kadar da korkutucuydu.

Saat 22.00 sıralarında Türk televizyonlarında bir hareketlilik yaşandı, kimse önce ne olduğunu anlayamamış, bir anlam da verememişti.

O zamanki adıyla Boğaziçi Köprüsü önünde askeri birliklerin görüntüleri yayınlandı önce.

 

***

Askeri bir darbe desek değildi.

Ama işin içinde Türk askerleri vardı.

Ankara’dan acayip haberler geliyordu, TBMM’nin üzerinde savaş uçakları uçuyordu.

Derken bombalamaya başladılar TBMM binasını.

Eskişehir’de herkes televizyonlarının karşısında gelişmeleri şaşkınlıkla izliyordu.

Oysa hayat aynen devam ediyordu.

Saat 22.30-23.00 sıralarında Otogardaydım.

Hayat normal seyrinde, otobüsler birbiri ardına gelip, yolcularını alıp yollarına devam ediyorlardı.

Gelen otobüsleri soruyordum.

Yollarda durum ne alemde?

 

***

Hemen tüm şoförler de yollarda hayatın normal olduğunu söylüyorlardı.

1960 darbesini hayal-meyal ama 1980’i bir gazeteci olarak yaşamış bir insan olarak şaşkınlık içersindeydim.

Herkes de öyle.

Derken saatler 00.00’a yaklaşırken TRT’den o bildiri okunmaya başlandı.

Spiker bir garipti, ne okuduğunun kendi de farkında değil gibiydi.

Bir garip durum vardı.

 

***

Sonradan millet duruma el koydu, gece ilerlerken gerçekler de gün yüzüne çıkmaya başladı.

Evet, devletin içersine çöreklenmiş hain terör örgütünün bir kalkışmasıydı bu.

Devlet yöneticilerinin ve milletin iradesiyle geri püskürtülmüştü.

Ama 250’nin üzerinde şehit verilmişti.

Buradan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.

Kanlı bir kalkışma olmuştu.

Aradan üç yıl geçti halen FETÖ terör örgütü ile mücadele devam ediyor.

Gün geçmiyor ki Türkiye’nin her hangi bir ilinden operasyon haberleri gelmesin.

Yakalana, yakalana bitmediler bir türlü…