Eskişehir’de münferit birkaç olayın dışında şu anda seçim çalışmaları olaysız bir şekilde devam ediyor.

Umuyoruz 31 Mart akşamına kadar da böyle devam eder.

Gazetelerden, televizyonlardan okuyoruz, izliyoruz.

Seçim bürolarına silahlı saldırılar bile yapılıyor.

Eskişehir’de adaylar seçim süreci başladığında centilmence bir yarışın olacağını söylemişlerdi şimdilik öyle gidiyor.

Bazı agresif durumlar yok değil ama adaylar mümkün olduğu kadar birbirine saygılı olmaya çalışıyor.

 

***

Ama öyle söylemler var ki, insanı zıvanadan çıkarıyor.

AKP’ye oy verenlere ahrette hesap sorulmayacağı, verilen oyların belge yerine geçeceği, Millet İttifakına oy verenlerin cadde ve sokaklarda gezemeyeceği gibi söylemler toplumun büyük kesiminden tepki alıyor.

Şimdiye kadar AKP’ye oy vermiş insanlar bile bu gibi durumlara tepki gösteriyorlar.

Vatandaş ise “bu kadar da olmaz” diyor.

 

***

Aslında bunlar üst düzeydeki üst perdeden söylemlerin aşağıya yansımasından başka bir şey değil.

Seçim çalışmalarında bir partinin genel başkanı için hapis yolları gösterilebiliyor.

İttifakın adını aşağılamak amaçlı yakıştırmalar yapılıyor.

Liderler böyle konuşunca, il ve ilçe başkanları da böyle tehditkar konuşmalar yapabiliyor.

Oysa ülke her beş yılda bir olduğu gibi yerel seçimlere gidiyor.

Bunu bu kadar sertleştirmenin, sert söylemlerin gereği var mı?