Yunus Emre Eskişehir için çok önemlidir.

Anadolu Üniversitesi de öyle.

Üniversitenin çevre yolu üzerindeki ana girişinde hemen yokuşu çıkmaya başladığınız yerde bir Yunus Emre heykeli vardır.

Bu heykel yıllardır da orada durur.

Yunus Emre’nin en büyük özelliklerinden olan “doğruluk”u simgeler bu heykel.

Çünkü taşıdığı odunların hepsi de düzgün ve doğrudur.

 

***

Şimdilerde Yunus Emre heykelinin hemen arkasına ne olduğu, ne için konulduğu da pek belli olmayan bir kulübe konmuş.

Güvenlik kulübesi desen pek benzemiyor.

Çünkü ana girişte bir güvenlik odası zaten var.

Geçtiğimiz gün bu kulübe sosyal medyanın da konusu oldu.

Bu konuyla ilgili bir paylaşımda da şöyle deniliyor.

Yunus Emre dendiği zaman hemen aklıma “Bir garip ölmüş diyeler. Üç günden sonra duyalar. Soğuk su ile yuyalar. Şöyle garip bencileyin (‘Benim gibi’ anlamına gelir.) Bencileyim kelimesi Eski Anadolu Türkçesi dönemi kullanımı olması bir yana, sadece Yunus Emre’yi akla getirir.

O yaşarken garipliği seçmiş bir Gönül eridir.

Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü Ana giriş kapısından girdiğinizde sizi Yunus Emre’nin rivayete dayalı olan odun taşıyan heykeli karşılar.

Ne de olsa Türkmen! Fotoğraf da belli değil mi? “Yunus Emre de kimmiş? Koyun arkasına Güvenlik Kulübesini” diyen kimseye şunu hatırlatmak isterim. Heykeller üç boyutludur. Siz onu ikiye indirebilen büyük bir sanatçı olmalısınız. O kulübeyi koyacak yer mi bulamadınız?

 

***

Gerçekten de o heykelin arkasına o kulübeyi kim koymuş olabilir acaba?

Ve neyi düşünerek koymuştur.

Bu konularda oldukça hassas olduğunu bildiğimiz Rektör Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, bu konuyla yakından ilgilenecek ve ne olduğu, ne için konduğu pek de belli olmayan o kulübeyi oradan kaldıracaktır.