Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.

Ülkemizde, Basından Sansürün Kaldırılışının yıldönümü olan 24 Temmuz’dan sonra kutlanan bir basın meslek günü.

10 Ocak’ta ne olmuş?

1961yılında yürürlüğe giren 212 Sayılı Yasa, gazetecilere kıdem hakkı, gazetelerin kapanması durumunda tazminat ödenmesi, istifa eden gazeteciye kıdem tazminatı verilmesi, maaşının peşin ödenmesi, gece çalışanlara haftada iki gün izin hakkı tanınması, kar eden gazetelerin gazetecilere her yıl bir maaş ikramiye vermesi, maaş ödemelerinin gecikmesinde her gün için yüzde 5 faiz uygulanması gibi pek çok önemli haklar sağladı.

Ancak günümüzde görüyoruz ki, o yasayla sağlanan hakların hemen tamamı yok edildi.

Basından sansürün kaldırılışı 1908’tn 24 Temmuz’u.

O konuda da günümüzde basına başka türlü sansürler uygulanıyor.

***

Gerek basın kuruluşları, gerekse gazeteci kökenli siyasiler, yasakların, işsizliğin zirve, özgürlüklerin, ekonomik bağımsızlığın ise dip yaptığı bir ortamda bayramdan söz edilemeyeceğini belirtiyor.

Gazeteciler ne zaman ki tüm haklarına kavuşacak, işte o gün 10 Ocak’ların yeniden bayram havasında kutlanacağını ifade ediyorlar.

Türkiye’de yayınlanan gazete ve televizyon sayısı son bir iki yıl içinde neredeyse yarı yarıya azaldı.

İktidar, ‘muhalif’ medyayı çökertmek için başta RTÜK olmak üzere çeşitli kuruluşlarca baskısını sürdürüyor.

***

Yaygın medya olarak adlandırdığımız İstanbul çıkışlı gazetelerin ve televizyonların durumu malum.

Bu durumda yerel medya ön plana çıkıyor.

Yaygın medyaya göre daha bağımsız bir işlev üstlenen yerel medya da son yıllarda başta ekonomik olmak üzere çok zor zamanlar yaşıyor.

Gazetelerin ana girdisi olan kağıtta dışa bağımlı olmamız, ayrıca bir çok girdide de dövize bağımlı olunması işleri daha da zorlaştırıyor.

Ama yerel medya tüm bu zor koşullara rağmen yine de hayatiyetini sürdürmeye çalışıyor.

Türkiye’nin en büyük medya kuruluşu olan Türkiye Gazeteciler Federasyonu, her platforma bu zorlukları dile getiriyor ve çözümler arıyor.

Yerel televizyonların başındaki en büyük zorluk da uydu kiraları.

Dövize bağlı olduğu için her geçen yükselen kiraya bir çözüm bulunması gerekiyor.

Medyadaki sendikasızlaştırma da işin bir başka boyutu.

***

Bu durumda kentlerin yerel medyasına sahip çıkması gerekiyor.

Medyanın en büyük dayanağı okurlarıdır, izleyenleridir.

Ancak iki yıldır yaşanan pandemi süreci her sektörü vurduğu gibi medya sektörünü de vurdu.

Kentlerdeki kuruluşlar, firmalar, kurumlar ve en önemlisi halk okuyarak ve izleyerek yerel medyalarına destek vermelidir.

Halkın haber alma hakkını yerine getirmeye çalışan medya kuruluşları güçlü olmalı ki halkın hakkını daha yüksek sesle savunabilsinler.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de tüm meslektaşlarımın Çalışan Gazeteciler Gününü kutluyorum.

Çalışamayan gazetecilerin de günü kutlu olsun.