Yurtdışındaki varlıkların Türkiye’ye getirilmesini teşvik eden varlık barışı düzenlemesinde her türlü varlığın sorgusuz sualsiz getirilmesine ilişkin tebliğe ilişkin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle yazılı soru önergesi veren Çakırözer, “Söz konusu düzenleme Türkiye’nin yolsuzlukla mücadele konusundaki olumsuz imajının daha da gerileyecek, uluslararası örgütler tarafından kara para aklayan vergi cennetleri arasına sokacak ve Türkiye ciddi uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya kalacaktır. Ayrıca milyonlarca vatandaşımızın alın teriyle kazandığı maaşlarının önemli bir bölümü dolaylı vergilerle ellerinden alınırken, nereden ve nasıl kazanıldığı bilinmeyen büyük olasılıkla da yasa dışı suç gelirlerinden elde edilen varlıkların Türkiye’ye transferinde hiçbir inceleme, denetim yapılmaması ve tek kuruş vergi alınmaması vergi adaletini bozar.” değerlendirmesini yaptı.

‘KAYGI VERİCİ DÜZENLEMELER’

AKP hükümetlerinin Varlık Barışı adı altında yaptıkları uygulamalarla yurtdışından para, altın, döviz, menkul kıymet ve benzeri sermaye piyasası varlıklarının yurtdışından serbestçe getirilmesinin yolunu açtığını belirten Çakırözer, “Bu uygulamaların son ikisini oluşturan 2016 ve 2018 düzenlemelerinde Türkiye’yi dünyada ‘kara para aklayan vergi cenneti’ statüsüne sokabilecek kaygı verici düzenlemeler yapıldı. CHP olarak nereden, nasıl, kim tarafından getirildiği belli olmayan bu tür varlıkların sorgusuz, sualsiz ve denetimsiz tek kuruş vergi alınmadan Türkiye’ye sokulmasının yaratacağı olumsuz sonuçları hem Meclis komisyonlarında hem de Genel Kurulda şiddetle karşı çıktık.” dedi. Geçen hafta yapılan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Tebliğiyle yapılan düzenlemeyle şüphe ve kaygılarının yerinde olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “Tebliğe göre; yurtdışındaki varlıkların Türkiye’ye transferinde bildirimde bulunan hesap sahibiyle, yurtdışındaki varlığı transfer edenlerin farklı kişiler olması halinde de hiçbir vergi incelemesi ya da tarhiyatı yapılmaması düzenlenmekte. Şu soruyu haklı olarak hem bu tebliği çıkaran Maliye ve Hazine Bakanlığı’na hem de bu tek adam düzeninin baş sorumlusu Cumhurbaşkanına sormak durumundayız: Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herhangi bir vatandaş yasal yollardan kazandığı mal varlığını hangi gerekçeyle yurtdışında bir başkasının adına açılan hesapta tutmak ister? Yasal yollardan elde ettiği birikimini yurtdışında tutan birisi, hangi amaçla, varlığını Türkiye’ye kendi adına değil de bir başkasının adına açılan hesaba gönderir? Eğer bu varlıklar yasal yollardan kazanılmamış ise geçen hafta yayınlanan tebliğ ile yapılacak işlemlerin adı ‘kara para aklama’ olarak adlandırılmaz mı?” diye sordu.