Bugün Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 88. Yıldönümü.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınına her zaman büyük bir önem vermiş ve onu yüceltmek için elinden gelenin de fazlasını yapmıştır.

Atatürk, “Dünyada hiçbir milletin kadını, ‘Ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim’ diyemez” sözleriyle de kadınlarımızı olması gereken yeri göstermiştir.


***


1930 yılından itibaren çıkarılan yasalar ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma, ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934'te Anayasa ve Seçim Kanunu'nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de söylediği gibi, “Türk kadını seçme ve seçime hakkını, bugün gelişmiş pek çok Avrupa ülkesinden daha önce kazandı. Bu, Atatürk’ün kadına verdiği önemin ve değerin yanı sıra, topumun yarısını oluşturan kadınların iradeleri dışında gerçekleşecek bir seçimin, asla o toplumun tamamının iradesini göstermeyeceğini çok iyi anlamış bir lider olduğunun da göstergesidir.”


***


Günümüzde kadının yeri o yıllarda verilen değerle aynı mı acaba?

Aynı diyemeyeceğiz, çünkü günümüzde bir çok kadın şiddet görmekte, öldürülmekte, tacize ve tecavüze uğramaktadır.

Kadın cinayetleri almış başını gidiyor, neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor.

88 yıl önce seçme ve seçilme hakkını kazanan kadınlar bugün siyasette ilk yıllardaki kadar değiller.

Nüfusun yarısını oluşturan kadınlar mecliste aynı oranda temsil edilemiyor.

Eskişehir’i ele alırsak, 1974’te seçilen bir kadın milletvekilinden sonra 40 yılı aşkın süre Eskişehir kadın milletvekili çıkaramamış.

Şu anda kadın milletvekillerimiz var ama yeterli değil.

Sadece milletvekilliği mi?

Belediye Meclislerinde de kadın sayısı az.

Muhtarlıklarda son dönemlerde kadın muhtar sayısı bir hayli arttı.

Bu da önemli bir gelişme.

Kadınlarımız siyasette daha fazla yer almalı.




BİR ACAYİP DURUM


Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verildiği günün öncesinde Çınar Kadınlar Derneği'nin Eskişehir Şubesi açılışında acayip bir durum yaşanıyor.

Es TV muhabiri Meltem Karakaş Kaya, Çınar Kadınları Derneği Eskişehir Şubesi Başkanı Sema Nur Dilek’e, kadına şiddetle mücadele için nasıl bir yol izleyeceklerini ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla ilgili ne düşündüğünü soruyor.

Dilek "Biz o konuya girmeyelim" derken, Dilek'in yanındaki kadın ise "İşin sanatsal yönüne bakalım" diyor. Ardından, Çınar Kadınlar Derneği'nin erkek başkanı Hüseyin Akın röportaja müdahale ediyor. Ankara’da bir yerel gazetesinin de sahibi olan Akın, muhabire tepki gösteriyor. Muhabir arkadaşımızın "Ben Sema Hanımla konuşmak istiyorum" deyince Akın "Feministçe davranışla bir yere varamayız" diyor. Röportaja müdahale ettiğini kabul eden Akın "Etmek zorundayım çünkü biz her soruyu kabul etmiyoruz. Çünkü biz proje derneğiyiz" şeklinde yanıt veriyor.

Kendisinin de bir gazete sahibi olmasına rağmen bir gazeteciye böylesine müdahale etmesi anlam verilecek bir durum değil.