Radyo Televizyon Üst Kurulu, son yıllarda özellikle de televizyonlara kestiği cezalarla adını duyuruyor.

Son çeyrek asırda hiç görülmeyen ekran karatma cezası bile verdiler.

RTÜK’ün kendi resmi sitesinde

Misyon; Görsel-işitsel medya hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğü temelinde paydaşların hak, menfaat ve değerlerini gözeterek politika geliştirmek, düzenleme ve denetleme yapmak.

Vizyon; Görsel-işitsel medya hizmetleri alanında sektöre yön veren, uluslararası düzeyde söz sahibi bir otorite olmak.

Kalite Politikası ise; Radyo ve televizyon yayıncılığını düzenleyen ve denetleyen kamu otoritesi olarak, sahip olunan saygınlık, güvenilirlik ve şeffaflığı sürekli kılmak, yeni iletişim teknolojilerini sektöre kazandırmak, etik ilkelere önem vererek görsel-işitsel medyada çoğulculuğu sağlamak, izleyici bilincini oluşturmak, insan onuruna, hak ve özgürlüklerine saygılı, iletişim özgürlüğünün hakim olduğu bir yayıncılık alanı yaratmak ve kalite yönetim sisteminin şartlarına uyup sistemimizi sürekli iyileştirmek olarak açıklanıyor.

Ancak son zamanlarda hep kestiği cezalarla gündeme geliyor.

 

***

Geçtiğimiz gün yaptığı bir uyarıyla yine son zamanların büyük bir sorununa parmak basmış.

Şöyle deniliyor:

“Bilindiği üzere televizyonlarda birbirinden farklı birçok konuda programlar yayınlanmaktadır. Bu programlara alanlarında uzman olduğu belirtilen kişiler konuk olarak katılmaktadır. Bu kişilerin bir kısmının gün içerisinde içerik olarak birbiriyle alakası bulunmayan programlara katılarak sanki her alanın uzmanı imiş gibi her programda hukukçu, terör uzmanı, siyaset bilimci,  sağlık bilimci, deprem bilimci vb. farklı unvanlar kullanmak suretiyle gündemde hangi konular varsa onun üzerine yorum yaptıkları görülmektedir. Maalesef ki uzman olduklarını iddia ettikleri alanlarında yeterli derecede bilgi sahibi olmayan bu kişilerden bir kısmının yaptıkları değerlendirmelerin kamuoyunu bilinçlendirmekten ziyade toplumu yanlış yönlendirdiği de görülmektedir. Programlarda yaşanan bu tarz sorunlarla ilgili olarak izleyiciler başta olmak üzere, çeşitli kamu kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları tarafından Üst Kurulumuza çok sayıda şikâyet başvurusu yapılmaktadır. Programlara katılan konukların kendi popülerliklerini artırmak amacıyla bilinçli olarak spekülatif söylemlerde bulundukları da görülmektedir. Bu kişilerin bilinçli ya da bilinçsiz olarak maksadını aşan söylemler kullandıkları da tespit edilmiştir. Amacından uzak yorumlara yer verilen bu tür yayınlarla kamusal sorumluluktan uzaklaşıldığı; söz konusu konukların yaptıkları yorumların toplumu yanlış bir şekilde bilinçlendirdiği; bu durumda kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla yapılan yayınların da amacından saptığı görülmektedir. Bu durum yanlış anlaşılmalara ve toplumda infial oluşmasına sebebiyet vermektedir.

Yayınlar vasıtasıyla kamuoyunun yanlış yönlendirilmesi hâlinde, söz konusu yayınlar nedeniyle medya hizmet sağlayıcılara müeyyide uygulanması durumu da söz konusu olabilmektedir. Açıklanan sebeplerle yayıncı kuruluşların muhtemel mağduriyetlerinin önüne geçilebilmesi için konuk olarak görüşlerine başvurulacak uzmanların seçiminde azami hassasiyetin gösterilmesi gerekmektedir. Medya hizmet sağlayıcı kuruluşların dikkatine önemle sunulur.”

 

***

 

Gerçekten de insanlar bu tür programların çoğunu izlemiyor, hemen kanal değiştiriyor, ama maalesef kanalların çoğunda aynı programlar yer alıyor.

O zaman ne yapıyor, televizyonu kapatıyor.

Bakalım bu uyarıya kulak asan olacak mı?

Kulak asmayanlara yaptırım olacak mı?