Profesyonel Koç Özlem Akdoğan ile koçluk üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Akdoğan, koç olmaya nasıl karar verdiğini, koçluğun tanımını ve koçlukta dikkat edilmesi gereken detayları bizlerle paylaştı.

Koçların kişinin içindeki gerçek potansiyeli ortaya çıkardığını anlatan Akdoğan, ‘‘Koçların size tavsiye ve akıl vermemesi gerekir. Gerçek koç, size yönelttiği doğru sorularla içinizdeki potansiyeli çıkartır’’ dedi.

Özlem Akdoğan kimdir? Sizi tanıyabilir miyiz?

İşletme mezunuyum, iki çocuk annesiyim. 14 yıl kadar finansman uzmanı olarak çalıştım. Proje yönetme ve stratejik planlama alanlarında çalıştım. Çalıştığım dönemlerde gençlerle çok fazla mentorluk çalışması yaptım. Daha sonra iş hayatına yeni girmiş olanlarla çalışmak için koçluk eğitimleri almaya başladım. Eğitim koçluğu, iş koçluğu, yönetim koçluğu eğitimleri aldım. Bu eğitimlerin sonu yok, aldığım eğitimlerle, iş hayatımdaki tecrübelerimle birleştirip koçluk, mentorluk alanlarında çalışmaya başladım.

‘GENÇLERE İŞİ ÖĞRETECEĞİM DEDİM’

Finans alanından koçluğa geçmeye nasıl karar verdiniz?

Ben iş hayatına şanslı başlayanlardanım. Kurumsal bir işletmede profesyonellerle çalışmak size çok şey katıyor ama herkes işinde çok iyi olunca rekabet de çok oluyor. Yeni mezunken en çok zorlandığım alan işi öğrenmekten çok çömezlik döneminde karşılaştığım hiyerarşik engellerdi. O zaman bir gün ben de uzman olduğumda gençlere ne biliyorsam öğretmeye karar verdim. Biraz protest bir düşünceyle başladı aslında bu süreç.

 

‘KARİYER PLANLAMA ÜZERİNE ÇALIŞIYORUM’

Nerelerde çalışmalar yapıyorsunuz?

Kulüplere mentorluk ve danışmanlık yapıyorum. Aslında işim gücüm gençler. Özellikle kariyerinin başında olan bireylerle çalışıyorum. Bunun yanın da gönüllü projelerde yer alıyorum. Özellikle kız çocukları ve dezavantajlı gruplarla çalışmayı tercih ediyorum. Meslek seçimi alanında çalışan uzmanlara mesleklerin geleceği ile ilgili eğitimler veriyorum. Sivil toplum kuruluşları ve özel ikisini bir arada yürütüyorum diyebiliriz aslında. Geçen dönem Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile ‘‘kendini tanı, geleceğini keşfet’’ etkinliği yaptık mesela harika bir çalışma oldu. Sadece meslek seçimi değil eğitim ve kolluklarla yürüttüğümüz bir süreçti. Proje çok beğenildi, devamını da yurt genelinde yapmayı planlıyoruz.

röportaj-koçluk-üzerine-2

‘KOÇLUK BAZEN YANLIŞ ANLAŞILIYOR’

Koçluk sizce nedir?

Bireyin içindeki potansiyeli fark ettirmeyi sağlayan bir süreçtir. Ama bazen yanlış anlaşılıyor. İçinde tabi ki psikolojik süreçler var ama pata psikolojik durumlara giremezsiniz, bu bir terapi değil. Koçluk güçlü sorular sorarak, kişilerin içindeki potansiyeli ve yapabilirliği ortaya çıkarmaktır.

‘BİREYİN HEDEFİNDE YOL ARKADAŞI OLMAK’

Koçlu yaparken dikkat edilmesi gerekeler sizce nelerdir?

Koçluk, çok alanı olan ama çok dikkatli kullanılması gereken ciddi eğitim alınması gereken bir alan. Disiplinler arası çalışmak, nerde duracağının bilmek ve etik çizgiyi aşmamak çok önemli. Önce karşımızdakine zarar vermememiz gerekiyor. Yönlendirme, akıl verme,  önyargılar koçluk adı altında yapılan hatalar. Profesyonel koç bu konularda hata yapmaz.  Evet, yol arkadaşıyız ama objektif ve profesyonel bir arkadaşız fazlası koçluktan çıkar. Sınırların iyi çizilmesi bu süreçte en önemli konulardan biri.

‘HERKES YAPAMAZ, YAPMAMALI ZATEN’

Herkes koçluk yapabilir mi?

Eğitimleriniz ve tecrübeleriniz bu konuda çok önemli ama işi sindirme süreci var. Bu işi yapmaya başlamak için en az 1-1,5 sene süpervizörlük eğitimleri, gözlemleme, diğer koçlarla bir araya gelme, bilgi birikimi gereklidir. Bunu bir meslek olarak düşünün, sahaya çıktığınızda acemilik süreciniz oluyor. Burada da insanla çalışıyoruz. Çok kolay sanılıyor ama ben koçluk yapmak isteyen arkadaşlara, önce kendi güçlü alanlarını bilmelerini ve bolca gözlem yapmalarını tavsiye ediyorum. Geniş anlamda herkes yapamaz, yapmamalı zaten.

‘ÖĞRENCİ VE AİLE İLE HAREKET ETMEK DAHA VERİMLİ’

Eğitim koçluğunuz da var. Bu konuda bizi bilgilendirir misiniz?

Öğrenci koçluğu, 18 yaş altında dikkat etmeniz ve uzmanlık gerektiren, psikolojik danışmanlık ve rehberlik ile birlikte gitmesi gereken bir alan. Çocuklarda, koçluk üzerine yanlış bir algıda oluşabiliyor. Haklılar çünkü çok fazla yanlış yapan insan var. Çocuklarda ‘Bana ödev verecek, bağıracak’ algısı çok var. Bağırmayı motivasyon sayan bir kesim var, aslında değil. Çocuğa nerden nasıl yaklaşması gerektiğini, onun neye ihtiyacı olduğunu anladığı an çocuk kendi motivasyonunu bir yere taşıyor. Öğrenci koçluğu, çocuğun başında sadece akademik süreci ya da kaç soruyu doğru yaptığının çobanlığı değildir. Bu algı değişmeli, aileler koç seçerken buna dikkat etmeli.

 ‘ÇOCUK İSTEMEZSE VERİM ALINMAZ’

Size gelen danışanlar genelde ne tür sıkıntılarla geliyorlar?

Genellikle kadın danışanlarım, öğrencilik sürecinden sonra çalışmış ama ara vermiş, ‘Yeniden işe nasıl geri dönebilirim’ diyerek geliyorlar. Özellikle bu tarz danışanlarımla çalışmaktan çok keyif alıyorum. Çünkü kendimin de yaşadığı bir süreçti bu. Üniversitelerde kulüplerle çalışıyorum.  Sınav öğrencileri, meslek seçiminde arada kalan danışanlarım var. Ben daha çok kariyer odaklı çalışıyorum. Tabi öğrenci hayatı sınav odaklı oluyor ama ben çocuğun hedeflerini, vizyonunu, yapmak istediklerini, hayallerini göz ardı etmiyorum. Genellikle okullarda ‘Hayatın kurtulacak’ yaklaşımı oluyor ve bu yaklaşım çocuğun daha çok stres yüklemesine sebep oluyor. Çocuk sınava neden girdiğini, sonunda ne olacağını hayal edemezse motivasyonu artmıyor. Ailelerden talepler geliyor ama çocuk istemezse verim alınmaz. Çalışma sınırlarım geniş ama 15-35 yaş arası kendi alanında ihtiyacı olduğu şekilde çalışıyorum.

‘ANNE ROLÜNDEN ÇIKAMIYORUM’

İki çocuk annesi olarak koçluk yaparken, çocuğunuzda veya dışarıda yaptığınız çalışmalarda tıkandığınız yerler oluyor mu?

Profesyonel olarak çocuklarla çalışmak keyifli. Çocuklar ile çalışırken profesyonelliğimi koruyabiliyorum ama kendi çocuğumda daha çok tıkanıyorum. Anne rolünden çıkamıyorum. O yüzden kendi çocuğum başka bir profesyonel koç ile çalışıyor.

‘SİZE TAVSİYE VE AKIL VERMEMESİ LAZIM’

Son dönemde insanlar profesyonel koçlar ile çalışmaya daha sık başladı. Ancak bu iş doğru yapılmazsa, bildiğiniz gibi sıkıntılı süreçler doğabilir. İnsanlar profesyonel koçlara nasıl güvenebilir?

Profesyonel koçların belgeleri, eğitimleri önemli ama bunlar da belirleyici değil. Sizinle iletişim şekli, profesyonel durup durmadığı, hangi alanlarda size sorular sorduğu önemli. Profesyonel koç size ‘Bunu yap, şunu et’  dememeli. Gerçek koç, size yönelttiği doğru sorularla içinizdeki potansiyeli çıkartır. ‘Sen nereye kadar ne yapabilirsin ve bunu nasıl yapabilirsin’ bunu anlamanızı sağlar. Olumlu düşün her şey iyi gitsin, bu koçluk değildir. Bazı teknikler kullanması ve bir takım ödevler veriyor olması lazım ama en önemlisi size tavsiye ve akıl vermemesi lazım.

Bir birey profesyonel koçluğa ihtiyacı olduğunu nasıl hisseder?

Bir şeyleri yapmayı erteliyor olabilirsiniz, sürekli düşünceleriniz aynı yere geliyordur ama yapıp yapmamakta kararsız olabilirsiniz. İş değişikliği, şehir değişikliği, gibi hayatınızdaki değişiklikleri çevrenizle paylaştığınız da herkes size kendi algısına göre cevap verir. Ben kafamı netleştirmek istiyorum. Bu süreci nasıl yönetebilirim? Profesyonel bir desteğe ihtiyacım var diye aynı soru ve sorun üzerinde düşünüyorsanız, artık sizde stres yaratmaya başladıysa profesyonel bir koçtan destek almanızda fayda var.

KENDİNİZİN FARKINA VARIN’

Koç olarak bir tavsiye vermek isterseniz bu ne olurdu?

Sevdikleri bir şeyleri kendilerine hobi haline getirsinler. Bu bazen maliyetli oluyor ama ‘Minimum maliyetle çok keyif alarak ne yapabiliyorum?’  Çok maliyetli bir şey yapmak değil de sevdiği bir şeyi mümkünse de sevdiği insanlarla yapmak insana çok iyi geliyor. Kendinizin farkına varın. ‘Ben ne yapmak istiyorum?’ Kendinizin farkına varmazsanız, insanların yönergeleriyle bir hayat kuruyorsunuz. Yapmayı sevdikleri şeyleri yapmaları çok önemli. Bu da kendinizi tanımak, sabırlı olmak ve hedefinize giderken hangi donanıma ihtiyacınız olduğunu bilmenizdir. Önce kendinizi, sonra çevrenizi tanıyın.  Popülizmden kendilerini korusunlar. Kişisel gelişim kitaplarından uzak dursunlar. ‘İstersen yaparsın, umudunu kaybetme, başarırsın’ gibi cümleler Amerika’dan devşirme çünkü biz başka gerçeklikler yaşayan bir topluluğuz. Onlardan uzak durmalarını tavsiye ediyorum çok zarar veriyor.

‘KENDİNİZİ GELİŞTİRDİKÇE, KÜTÜPHANENİZ DE DEĞİŞİYOR’

İnsanlara kişisel gelişim kitaplarından uzak durmaları yönünde tavsiye verdiniz. Peki insanlar ne tarz kitaplar okunmalı?

Ben mitolojiden başladım çünkü orda başlıyor sorgulamak. Mesleğimde de tarihten besleniyorum. Bazen antropolojik felsefe bakmanız gerekiyor. Aslında insanoğlunun hep aynı olduğunu, teknolojinin çok hızlı değiştiğini anladığınızda kendi farkındalığınız da değişiyor. İnsanı anlamakla ilgili geniş açıda okuma yapmalarını tavsiye ediyorum. Psikolojik anlamda değil ama sosyoloji, felsefe çok daha önemli. Çünkü toplum olarak bir şeyleri belirliyoruz. Kişisel gelişim kitapları yerine, YouTube, Podcast, Twitter gibi sosyal medya araçlarından çok güzel yayınlar yapan hocalar, iş insanları var. Onları takip etmelerini tavsiye ederim. Çünkü geniş bir bilgiyi özet veriyor ve siz oradan bir şey yakalayıp onunla ilgili okuma yapmaya, araştırmaya başlayabiliyorsunuz. Bu aslında gittiğin yolda bir keşif süreci, kendinize okuma ve öğrenme ağı kuruyorsunuz. Kendinizi geliştirdikçe, kütüphaneniz de değişmeye başlıyor.

 ‘BU SÜREÇTE ÇOK ONLİNE KOÇLUK YAPTIM’

Pandemiyle birlikte her şey daha çok online ortamlara aktarılmaya başladı. Profesyonel koçluk da online olarak yapılabilir mi?

Bu süreçte online koçluk çok yaptım. Bazı durumlarda çok daha iyi oluyor. İki kişi tamamen dış dünyadan soyutlanmış oluyorsunuz. Ama belli süreçlerde yazarak, çizerek çalışmak gerektiğinde danışanlarımla yüz yüze çalışmayı tercih ediyorum. Online olarak hem eğitimler, hem koçluklar gayet güzel yapılabiliyor, sadece zamanı iyi yönetmek gerekiyor.

Röportaj: Melike Sever