Aynı zamanda kongrenin onursal başkanlığını da yapan Bakan Tekin, Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen kongredeki konuşmasında tüm öğretmenlerin gününü kutladı.

Eğitimin ele alındığı ilk kongrenin 1921'de yapıldığını, o yılın Kurtuluş Savaşı dönemine denk geldiğini hatırlatan Tekin; bu kongrenin başlangıç noktasını millî, yerli, vatanını seven çocukların yetiştirilmesinin oluşturduğunu ifade etti.

Tekin, 1921'in Temmuz ayında 250'ye yakın öğretmenin Ankara'da kongre için toplandığını anımsatarak Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de cephedeki savaştan ayrılıp kongreye katıldığını, burada milli bir eğitim sisteminin inşasına ilişkin damga vuran bir konuşma yaptığını aktardı.

Değişen yeni dünya düzenine uygun bir eğitim sisteminin inşa sürecinin hep beraber yapılması gerektiğine işaret eden Tekin, "Dünyada değişen bu formata uygun eğitim sistemini inşa etmezsek eğer -Allah korusun-çocuklarımızın milletine, vatanına, ülkesine bağlılık duyguları zayıflar ve artık çok sıradan bir cümle olarak kurduğumuz 'Dünya küresel bir köy hâline geldi.' dediğimizde çok masum gibi gözüken bu cümlenin arka planındaki tehditler ülkemizi, milletimizi kendi sarmalının içine çekebilir." dedi.

Bu kapsamda 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu parametreyi kendilerine çerçeve olarak kabul ettiklerini belirten Tekin, şunları ifade etti:

"Değişen dünya koşullarında millî ve manevi değerlere bağlı, ülkesine, ülkesinin değerlerine, egemenlik haklarına, bağımsızlığına saygı duyan, ihtiyaç duyulduğunda gözünü kırpmadan kendisini ülkesi ve milleti için feda edebilecek bir kuşak yetiştirmek durumundayız. Bunu yaparken de değişen dünyanın hem metodolojik anlamda hem de pedagojik anlamda parametrelerine uygun davranmak durumundayız. Öncüllerinden hareketle Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adıyla programlarımızı revize ettik. Kim ne derse desin programlarımızın revize edilmesinin arkasında bu iki parametre var.

Programlarımızın bu iki parametreyle revize edilmesine karşı çıkanlar, ya bu ülkenin çocuklarının ülkesi ve milletiyle barışık bir biçimde yetişmesinden rahatsızlar ya da bu ülkenin çocuklarının hem metodolojik hem de pedagojik olarak yeni gelişmelere adapte olmasından rahatsızlar. İkisinin dışında başka bir seçenek aklıma gelmiyor. Dolayısıyla bu iki parametreyle biz geçtiğimiz yıl öğretim programlarımızı revize ettik. Bu süreçte katkı veren herkese teşekkür ediyorum."

"Dünyadaki eğitim sistemlerinin bir eksiği var"

Bakan Tekin, kongrenin tarihsel perspektifini de dikkate alarak Maarif Kongresi'ni yeniden aynı ruhla toplayacak bir gelenek başlatmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Bu kapsamda ilkinin geçen yıl Erzurum'da yapıldığını anımsatan Tekin, kongrenin çok verimli geçtiğini ve öğretmenlerin bildirilerinin kitap olarak basıldığını söyledi.

Bu yılki kongrenin temasının "Demokrasi, İnsan Hakları ve Kardeşlik" olduğuna değinen Tekin, şunları kaydetti:

"Bilhassa bugünlerde dünyanın her tarafında canımızı sıkan, hoşumuza gitmeyen davranışların, olayların arka planında eğitim sistemleri olduğu gerçeğinden hareket ettik. Eğer dünyada bütün eğitim sistemleri kardeşlik, bağımsızlık, insan hakları, demokrasi, adalet, özgürlük gibi değerleri kendi içinde çocuklara kazandırsaydı dünyanın hiçbir tarafında savaşlar, insan hakları ihlalleri, bebek ölümleri, bebekleri katletmeye varan vahşilikler yaşanmazdı."

Bu kapsamda en son İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına dikkati çeken Tekin, Gazze'de yaşayan yüz binlerce insanın yerinden edildiği bir sürecin yaşandığını anımsattı.

Bakan Tekin, "Burada iki önemli konu var. Birincisi İsrail'in bu vahşeti yapabilmesi, ikincisi ise dünyanın bir dizi insan hakları metnine, insan haklarını korumakla mükellef bir dizi uluslararası örgütün varlığına rağmen yaşanan bu vahşete karşı sessiz kalması. Eğer bunlar yaşanıyorsa dünyadaki eğitim sistemlerinin bir eksiği var demektir." diye konuştu.

Tekin, kongrenin temasının bu kapsamda insani değerleri, temel hak ve hürriyetleri, demokrasiyi ve kardeşliği önceleyen bir sistemin inşa edilmesi düşüncesiyle belirlendiğini aktardı.

"Her çocuk, her insan bizim gözümüzde eşittir"

Bakan Tekin, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak 2002'den itibaren eğitimde fırsat eşitliğini bir temel insan hakkı olarak gördüklerini vurguladı.

Kılığı ya da kıyafeti, etnik ya da dinî farklılığı nedeniyle hiç kimsenin eğitim öğretim hakkından mahrum bırakılamayacağını ana referans olarak aldıklarının altını çizen Tekin, Türkiye'nin her tarafında, hiçbir ayrım gözetmeksizin her öğrencinin eğitime eşit biçimde erişebileceği bir altyapı ile hem fiziki hem de hukuki altyapı oluşturacak düzenlemeleri yaptıklarını dile getirdi.

Bakan Tekin, şunları kaydetti:

"2002-2003 eğitim öğretim yılından itibaren eğitim öğretim sistemimizin içerisinde antidemokratik, ötekileştirici, tek tipleştirici bütün ifadeleri eğitim öğretim sisteminin dışına çıkarmak için yoğun bir çabanın içerisine girdik. Bunu yaparken ana kriterimiz biraz önce çizdiğim çerçeve. Her çocuk, her insan bizim gözümüzde eşittir. Her vatandaş bizim gözümüzde eşittir. Etnik, dini, doğduğu yer, büyüdüğü ortam vesaire hiçbir farklılığı o çocuğun eğitim öğretim hakkından kısmen ya da tamamen alıkonulmasını meşru gösteremez parametresinden hareketle eğitim öğretim sistemimizi köklü bir revizyona tabi tuttuk. Ders kitaplarımızın içerisinden bu türden ayrıştırıcı, ötekileştirici bütün ifadeleri çıkardık."

"Devrim niteliğinde adımlar attık"

Bu işlemleri yaparken evrensel olarak tanımlanan insan haklarına ilişkin metinleri ve insan haklarını korumakla mükellef uluslararası yapıların tavsiyelerini aldıklarını belirten Tekin, "Katsayı zulmünden başörtüsüne kadar, ders kitaplarımızın içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Alevi-Bektaşi vatandaşlarımızın beklentilerinden etnik ya da dinî ayrımcılık olarak yorumlanabilecek ifadelerin çıkartılmasına kadar gerçekten devrim niteliğinde adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. Bugünkü kongremizde de biz bunları öğretmen arkadaşlarımızın sahadaki gözlemleri üzerinden bir kez daha değerlendirmiş olacağız." diye konuştu.

Bakan Tekin, kongrenin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Konuşmasının ardından Tekin, bildirileri seçici kurul tarafından uygun görülen öğretmenlere katılım belgelerini takdim etti, hatıra fotoğrafı çekildi.

Ayrıca Tekin, "Öğretmen Gözüyle" temalı öğretmenler arası fotoğraf yarışmasında dereceye giren eserlerin yer aldığı sergiyi gezdi.

Kongreyle eğitim sisteminin güçlendirilmesine katkı sağlanacak

24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında yapılan II. Maarif Kongresi'ne Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarında görev yapan öğretmenler katılıyor.

Öğretmenlerin saha deneyimlerinin bilimsel bildirilere dönüştürülerek paylaşılmasının hedeflendiği kongrede, saha deneyimlerinin teorik temellerle desteklenmesi ve en iyi uygulamaların paylaşılmasıyla eğitim sisteminin güçlendirilmesine katkı sağlanacak.

Yarın sona erecek kongrede, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli (TYMM) Bağlamında Adalet, Hak ve Sorumluluk Bilincinin Oluşumunda Öğretmenin Rolü, Milli Dayanışma ve Kardeşliğin Oluşumunda Ailenin ve Okulun Rolü, Eğitimde Hak, Sorumluluk ve Özgürlük Bilincinin Oluşumunda Öğretmenin Rolü ve 21. Yüzyılda Eğitimde Demokratikleşme Süreci: Engellerin Kaldırılması ve Özgürlüklerin Genişletilmesi" başlıca bildiri konuları arasında yer aldı.

Kaynak: bülten