Halk Lokantaları ya da Kent Lokantaları çeşitli illerde belediyeler tarafından açılmaya başlandı.
Daha önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından açılan bu lokantalar 31 Mart seçimlerinden sonra yaygınlaşmaya başladı.
Öncelikle CHP’li Belediyeler açtı bu lokantaları.
Ak Partili bazı belediyelerin de var.
Eskişehir Büyükşehir belediyesi tarafından da geçtiğimiz gün ilk Halk Lokantası hizmete girdi.
İlk gün çorba, kavurma, pilav ve meyve olarak başlayan menü bir hayli ilgi gördü.
Gerçi hep böyle devam etmez.
***
Menü ne olursa olsun 4 kap yemek 65 liradan satılıyor.
Halk Lokantasının önünde uzun kuyruklar oluşuyor.
Öyle ya normal bir esnaf lokantasında bile bir tas çorbanın 70-80 liraya satıldığını düşünürsek oldukça cazip bir menü ve fiyat.
Eskiden lokantalarda yemek yemek pek dert değildi.
Hatta insanlar arkadaşlarını, yakınlarını yemeğe götürmek için can atardı.
Lokantalarda hesabi ben ödeyeceğim, sen ödeyeceksin tartışmaları yapılırdı.
Yemek yiyen insanlar hesap pusulalarını karşısındakine ödetmemek için yarışırdı.
Şimdi o zamanlar çok geride kaldı.
İnsanlar bırakın yakınlarını kendileri bile lokantalara gitmekten kaçınıyor.
***
İşte bu ortamda Halk Lokantaları yemeğini dışarıda yemek isteyen veya zorunda kalan insanlara biraz nefes aldırabilir.
Lokantalara gidip onca para ödemektense, daha ucuz ve daha doyurucu yemekler yiyebilir.
Bir tas çorba fiyatına 4 kap yemekle karnını daha kaliteli doyurabilir.
Halk Lokantaları fikrinin ortaya çıkmasından hatta açılmasından sonra başta esnaf lokantalarını bir endişe kapladı.
İşlerini ne kadar etkiler?
***
Eskişehir’i ele alırsak yüzlerce lokanta var.
Kent Lokantası şimdilik bir tane.
Belki iki, üç olabilir.
Lokantaların işini ne kadar etkileyebilir ki.
Bir faydası olup diğer lokantalardaki fiyatların düşmesine neden olabilir mi?
Çünkü lokantalardaki fiyatlar gerçekten de çok pahalı.
Ancak lokantacılar ne yapsın.
Hızla artan gıda enflasyonu, çarşıda-pazardaki fiyatlar karşısında onlarda mecburen bu fiyatları uyguluyor.
***
Lokantacılar Odası Başkanı Bahar Bilen, amaçlarının fakirin yemeğine göz dikmek değil, herkesin hakkını savunmak olduğunu söylüyor.
Haksız rekabetten söz ediyor.
Halk Lokantalarına karşı çıkanları “fakirin yemeğine göz mü diktiniz” yönünde bir bakış doğru olmadığını söylüyor.
Bilen, “Kamunun olanaklarını kullanarak maliyetin altında satış yapan kurumlar ile rekabet etme şansımız yok. Zaten pamuk ipliğinle bağlı duruyoruz. Vergi, SGK, stopaj, kira, çalışanlarımızın maaş giderleri ve dolaylı vergiler altında ezilmekteyiz. Bu duruma rekabet kurulu müdahale etmeli. Bizler Belediye Başkanlarımızı seviyoruz ve desteklerini her zaman yanımızda hissediyoruz, ama kaş yaparken göz çıkarmamak lazım” diyor.
Bu tartışmayı ilerleyen günlerde daha çok göreceğiz.
O da kendine göre haklı, esnafını savunuyor.