Temiz Hava Hakkı Platformu uzmanlarının yanı sıra Eskişehir’deki yerel yönetimlerin ve farklı disiplinlerden pek çok kişinin katkısı ile katılımcılık esasına göre hazırlanan rapor, karar vericiler için önemli bilimsel bulgular ortaya koyuyor. Sağlık etki değerlendirmesinin altı aşaması tarama, kapsam, etkilerin değerlendirilmesi, öneriler, raporlama ve izleme değerlendirme basamakları izlenmiş ve Eskişehir’de üç toplantı yapılarak katılımcı bir yaklaşımla çalışılmıştır. Raporda, projenin çevre üzerindeki etkilerine ek olarak, halk sağlığı, sağlık ekonomisi, geçim kaynakları ve kültürel varlıklar boyutları da ele alınıyor. Rapor aynı zamanda, halk sağlığı üzerinde büyük etkisi olabilecek benzer projeler için kapsamlı bir sağlık etki değerlendirmesi yapılması gereğini ortaya koyuyor ve konuyla ilgili mevzuat ihtiyacına vurgu yapıyor.

PLANLANAN SANTRAL 24 İLİ ETKİLEYECEK

Raporda yapılan modelleme çalışmasına göre, santralin hava kirliliği etkileri Eskişehir ili ile sınırlı kalmayacak. Kömür yakılmasından kaynaklanacak kanserojen ince partikül madde (PM2,5) kirleticisi, rüzgarın etkisiyle Ankara, Afyonkarahisar, Aksaray, Bartın, Bilecik, Bolu, Bursa, Çankırı, Çorum, Denizli, Düzce, Isparta, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Kırşehir, Kocaeli, Konya, Kütahya, Sakarya, Uşak, Yozgat ve Zonguldak olmak üzere toplam 24 ilde etkili olacak ve 35 yıl boyunca bu şehirlerde toplam 11 milyon insanın sağlığını olumsuz etkileyecek. Ayrıca, proje hava kirliliğine bağlı 3 bin 200 erken ölüme neden olacak.

SANTRALDEN TARIM VE SU KAYNAKLARINA AĞIR DARBE

Proje, 575 futbol sahası büyüklüğünde tarım arazisini ortadan kaldırırken, etkileyeceği mahallelerdeki bitkisel ürün ekili ve 2019 yılı içerisinde 135 milyon 472 bin TL gelir getiren 125 bin 770 dekarlık tarımsal alan olumsuz etkilenecek. Bunun sonucu olarak, bölgenin en önemli geçim kaynağı olan çiftçilik ağır darbe yiyecek. Raporun öngörüsüne göre, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı 25 bin kişinin bir kısmı çifçilik faaliyetini sürdüremeyecek. Dolayısıyla bu hanelerde yaşayan ve bölgeye tarım işçiliği için gelen insanlar işsiz kalacak. İşsizliğin yanı sıra, santralin planlanan minimum faaliyet süresi olan 35 yılda 17.852 iş kazası meydana geleceği ve bunlardan 290’ının ölümle sonuçlanacağı da öngörülmüştür. Ayrıca, proje sahasında kalan lüle taşı cevherlerinin ve lüle taşı ocaklarının ortadan kalkmasıyla kültürel bir değer olan lületaşı üretimi büyük oranda sona erecektir. Projenin, su kaynakları üzerinde de ciddi olumsuz etkileri olacak. Santralin yakacağı kömürden ortaya çıkacak cıvanın, yeraltı tatlı su kaynakları ve buradan dolaşımla Porsuk Çayı ve Sakarya Nehri’ne ulaşacağı düşünülmektedir. Avlanan balıklar ve akarsuların tarım alanlarında sulama amacıyla kullanılması yoluyla besin zincirine geçerek sadece bölgeye değil, 35 yıllık zaman zarfında tüm Türkiye’ye dağılacağı öngörülmektedir. Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından yayımlanan rapor, planlanan projelerin sağlık etkilerinin değerlendirmesinin yapılması konusunda Türkiye’de kamu, yerel yönetimler ve sivil toplum tarafından yapılacak çalışmaları hızlandırmak için önemli bir örnek olacak. Pek çok ülke tarafından uygulanan Sağlık Etki Değerlendirmesi sürecinin planlanan projelerin halk sağlığı üzerindeki etkilerini anlamak için Türkiye’de de izin süreçlerindeki mevzuat ve uygulamalarda yer alması gerekiyor.