Dünya genelinde gençler için yıllardır tek "başarı yolu" olarak kabul edilen üniversite eğitimi, yapay zeka teknolojilerinin gelişimi ve artan maliyetler nedeniyle cazibesini hızla kaybediyor. İngiliz medya kuruluşu The Economist tarafından yayımlanan çarpıcı bir rapor, Z kuşağı gençlerinin artık masa başı işler yerine teknik ve fiziksel emek gerektiren mesleklere yöneldiğini ortaya koydu. Yapay zekanın beyaz yakalı işlerini tehdit etmeye başlamasıyla birlikte; elektrikçilik, kaynakçılık ve teknisyenlik gibi meslekler "geleceği en garantili" iş kollarının başında yer almaya başladı.

Veriler, üniversiteye olan güvenin son on yılda dramatik bir şekilde düştüğünü gösteriyor. ABD’de 2010 yılında halkın yüzde 75’i üniversite eğitimini vazgeçilmez bir başarı kriteri olarak görürken, bugün bu oran yüzde 33 seviyelerine kadar geriledi. Bu düşüşün temelinde ise sadece yapay zeka korkusu değil, aynı zamanda ağır eğitim borçları yatıyor. Birçok genç, binlerce dolarlık borç yüküyle mezun olduktan sonra diploma gerektirmeyen düşük ücretli işlerde çalışmak zorunda kalırken, usta-çırak ilişkisiyle yetişen teknik personellerin gelir seviyesi beyaz yakalıları geride bırakmaya başladı.

Yapay zekanın giriş seviyesindeki ofis görevlerini, veri girişlerini ve rutin analizleri devralması, "fiziksel emeğin" değerini hiç olmadığı kadar artırdı. Londra metrosundaki popüler bir reklamda yer alan "Hey yapay zeka, şu bakır boruyu bükebilir misin? Üzgünüm, bunu yapamam" sloganı, yeni dönemin ruhunu özetliyor. 23 yaşındaki bir elektrik teknisyeninin "Veri merkezlerini yapay zeka değil, ben kablolayacağım" sözleri, dijitalleşen dünyada fiziksel altyapıyı kuracak insan gücüne duyulan ihtiyacın kalıcı olduğunu kanıtlıyor.

Önümüzdeki yıllarda bu alanlarda devasa bir istihdam açığı bekleniyor. Sadece ABD’de yarı iletken sektöründeki pozisyonların yüzde 60’ının 2030 yılına kadar boş kalacağı tahmin edilirken; İngiltere’de ise kaynakçıların yarısının emekli olmasıyla büyük bir kriz kapıda görünüyor. Uzmanlar, artık akademik eğitim ile mesleki eğitimin birleştirildiği "İsviçre Modeli" gibi sistemlerin kaçınılmaz hale geldiğini vurguluyor. Geleceğin dünyasında sadece "bilenler" değil, "yapabilenlerin" kazanacağı yeni bir ekonomik düzen inşa ediliyor.

Kaynak: Haber merkezi