Eskişehirspor bu sezon ilk galibiyetini seyircisi karşısında aldı. Bunda teknik direktör değişiminin ya da yönetimin genel kurul kararı almasının ne denli etkili olduğunu zaman gösterecek.

Takım Menemenspor karşısında oldukça istekliydi, çok da gol kaçırıldı.

Bu bur spor yazısı değil.

Ben asıl Eskişehirspor’a beş kuruşluk katkısı olmayıp da bir şehrin kaderiyle oynanan puan silme cezalarına değinmek istiyorum.

Futbolcu hakları korunsun tamam.

Ama Türk futbolcularla, yabancı futbolcuların arasında bu konuda da büyük ayrıcalıklar var.

Mesela Pinto’yu alalım ele. Eskişehirspor’da ne kadar oynadı, ne gibi katkılar sundu hatırlayanınız var mı?

Onun yüzünden altı puan birden silindi.

 

***

Futbolcu haklarını koruyalım tamam da bir şehrin kaderiyle bu kadar da oynanmaz diye düşünüyorum.

Bir de bu Türkiye liglerinin durumu nedir öyle.

Büyüğünden, küçüğüne, takımlarda neredeyse Türk futbolcu kalmayacak.

Kendi takımlarımızın maçını mı izliyoruz, yabancı takımların mı belli değil.

Böyle Türk futbolu nasıl ilerleyecek, nasıl futbolcu yetişecek, yetişen varsa da hangi takımda oynama şansını elde edecek.

Milli takıma bakıyoruz, çoğunluğu dışarıda oynayan oyunculardan oluşuyor.

Türk takımlarında Türk futbolcu yok ki, milli takım oluşturulsun.

Bu de işin bir başka yönü.

 

***

Biz gelelim Eskişehirspor’a.

Coşkun Demirbakan takıma yakıştı.

Umarım istikrarlı bir şekilde de götürecek.

Gelirken kulübün içinde bulunduğu zor şartları bilerek geldi.

Takıma bir ruh getirdiği, ilerleyen haftalarda bunu daha da geliştireceği kesin.

Bir de yönetim sorunları çözülürse, takım da rahatlar şehir de.

Yoksa diken üzerinde durmaktan artık herkes usandı.