Biri hazırlık iki resmi maçını Eskişehir’de oynadı Milli Takım.

İzlanda maçı öncesi ve maç sırasında tribünler harikaydı.

Maçın televizyondaki spikeri Eskişehir Atatürk Stadı için “milli takımın yuvası” deyimini kullandı.

Evet, Eskişehir Atatürk Stadı milli takımın yuvası olmuştu.

Ancak, bilet satışı fiyaskoydu.

Maçın biletlerinin satışa çıkmasından 1-2 saat sonra tükenmesi akıllara başka başka şeyleri getirdi.

Hele de 15-20 bin biletin bir siyasi partiye verilmesi kafaları hepten karıştırdı.

 

***

Eskişehirli bilet bulamadı, bilet bulabilmek için siyasi partinin kapısını çalmak zorunda kaldı, oradan da bulamadı.

Sponsorlara verilmesini anlarım, ama bir siyasi partiye maç bileti vermek neyin nesi.

İşte burada futbola siyaset karıştı.

Zaten karışmış değil miydi?

Bireysel başarılarla gelen bazı sonuçlar gerçekleri görmemizi engelliyor.

Bugün Türkiye Futbol liglerine baktığımızda yarısı yabancı futbolcu.

Birkaç istisna hariç, hemen hepsi hangi liglerden geldiği belirsiz yabancılarla dolu.

Bugün Süper Lig olsun, TFF birinci lig olsun takımların kadrolarına baktığımızda insan utanıyor.

İki-üç yerli isim sayabilirsen ne mutlu!

 

***

Yabancılara karşı değiliz tamam da, bu işi bir “zaptı-rap” altına almak gerekiyor.

Futbol Federasyonu’nun siyasetle iç içe olduğunu artık herkes biliyor.

Ne diyor futbol yorumcusu, gazeteci Mehmet Demirkol.

“İş bulamayan eski futbolcuların boş oturup maaş aldıkları yer olmaktan çıkaracağız TFF'yi. Gerçekten çalışacak vizyon sahibi az sayıda adama ihtiyacımız var ve TFF sadece altyapılarla ve milli takımla ilgilenecek. Gerçek futbol öğretmenleri üretecek. Altyapıda maaşlar yükselecek. Altyapı antrenörlüğü saygın bir iş olacak. Torpil bulunan bir iş değil. Altyapılara oyuncu alınmayacak sonra. TFF sadece bunlarla uğraşacak. Günlük zırvalarla değil.”

 

 

 

 

Ve devam ediyor.

“Biz kurarak değil, bozarak bir gelecek kuruyoruz. Halbuki Arda, Cengiz Ünder'di. Şimdi Cengiz'e, elenmenin sebebinin kadro dışı kalması olduğunu söylüyoruz. Emre ve Arda'yı böyle delirttik. ‘Dayı' kültürü değişmeli, ‘İmparator' değil, ‘sporcu' üretmeliyiz.”