Eskişehir’den her yaz mevsiminde çok sayıda insan tatillerini geçirmek için Marmara Denizi’ne kıyısı bulunan il ve ilçelere giderler.

Ancak bu yaz denizde bir sorun var.

İnsanlar şimdiden ne yapacaklarını kara kara düşünmeye başladı.

Yaz tatilinde denize girebilecekmiyiz diye birbirlerine soruyorlar.

Marmara Denizi'ni tehdit eden müsilaj (salya) sorunu gündemin en önemli maddelerinden biri haline geldi.

Yıllardır Marmara Denizi'ni araştıran deniz bilimci Prof. Dr. Cemal Saydam,

Marmara Denizi'nin çok kötü durumda olduğunun altını çizerek “Yüzeyde yapılan  temizlik çalışması iğne ile kuyu kazmak gibi. Dipten oluşuyor, gördüğünüz kısım buzdağının görünen kısmı. Marmara Denizi'ni kıyısı olan her kentin arıtma tesislerini verimli şekilde çalıştırması gerek. İSKİ hariç kimse çalıştırmıyor. İSKİ de göz önünde olduğu için çalıştırıyor. Bunlar daha iyi günlerimiz. Daha kötü olacak, koku sorunu baş gösterecek” uyarısında bulunuyor.

 

***

 

Saydam şunları da söylüylor.

“Doğayı hafife almanın, ‘ne olacak, atık suyu denizin dibine basın gitsin' anlayışı Marmara'yı bu noktaya getirdi. Eninde sonunda doğa patlak verir. Marmara'ya bırakılan atıklar denizi bu hale getirdi. Ergene Havzası'nın bütün atıkları Marmara'ya verildi. Yana yakıla atıkları Saroz Körfezi'ni götürün dedik. Ne dediğimi bilerek dedim. Çünkü Marmara'nın bunu kaldıramayacağını gördük. Bardağı taşıran damla olur dedik, taştı. Biz bardak taşmadan ne yapılması gerektiğini söyledik”

 

***

Denizin temiz tutulması için hiçbir şey yapmayan, üstelik denizin ekolojik dengesini bozacak işler yapan iktidar, deniz salyası için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu suçluyormuş.

Olacak iş mi bu!

Gazeteci-Yazar Yılmaz Özdil’in dediği gibi

Doğa suratımıza tükürüyor, suratımıza