Balıkesir’in Sındırgı ilçesi merkezli 6.1 büyüklüğündeki deprem, Simav Fay Zonu’nun en batı kolu olan Sındırgı segmentinde normal faylanma mekanizmasıyla gerçekleşti. Eskişehir Teknik Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muammer Tün, depremin Eskişehir’de özellikle Hamamyolu gibi tarihi bölgelerde neden kuvvetli hissedildiğini değerlendirdi.

Doç. Dr. Tün, yerel zemin koşullarının etkisiyle beklenenden daha şiddetli hissedilmiş olabileceğini belirtti. “Bu bölgede yumuşak zemin yapısı nedeniyle deprem sarsıntıları daha yoğun algılanabiliyor,” dedi.

Marmara Depremiyle İlişkisi Yok

Depremin Marmara bölgesindeki büyük depremle ilişkili olup olmadığı sorusuna da yanıt veren Doç. Dr. Tün, “Simav Fay Zonu’ndaki bu 6.1 büyüklüğündeki depremin Marmara Depremi’ni tetiklemesi neredeyse mümkün değil. Geçmiş araştırmalar da bunu doğruluyor,” ifadelerini kullandı.

Bölgede geçmişte 6 ila 7 büyüklüğünde birçok deprem meydana geldiğini, artçıların ise bir süre daha süreceğini vurgulayan Tün, orta ve ağır hasarlı yapılara girilmemesi gerektiği uyarısında bulundu.

Doç. Dr. Tün, depremin sadece binalara değil altyapı, enerji, iletişim, ulaştırma ve su gibi birçok sisteme etkisi olduğunu hatırlattı. “Depremin etkilerini sanayi ve doğal ekosistemle birlikte bütüncül olarak değerlendirmemiz gerekiyor,” dedi.

6.1 büyüklüğündeki depremde, mühendislik hizmeti almış bir betonarme binanın yıkılmasının olağan olmadığını belirten Tün, “Yıkımın nedenleri yapı kusurları ya da zemin kaynaklı olabilir. Bunlar ayrıntılı şekilde incelenmeli,” diye konuştu.

Eskişehir Fay Zonu ve Deprem Riski

Eskişehir’in kendine özgü bir fay zonu bulunduğunu belirten Doç. Dr. Tün, “Simav Fay Zonu’ndaki deprem çevredeki faylara belli oranda stres aktarabilir; ancak Eskişehir Fay Zonu’yla doğrudan bir ilişki söz konusu değil,” dedi.

1956 yılında Eskişehir’de yaşanan 6.3 büyüklüğündeki depremin 70-90 yılda bir tekrarlanabileceğinin öngörüldüğünü hatırlatan Tün, “Buna rağmen yarın olacakmış gibi hazırlıklı olmamız gerekiyor,” diyerek İl Afet Risk Azaltma Planı’nın (İRAP) önemine vurgu yaptı.

Depreme Hazırlık İçin Bireysel ve Toplumsal Farkındalık Şart

Depremin bazı evlerde az, bazılarında ise çok şiddetli hissedilmesinin nedenlerini yerel zemin ve bina yapısal özelliklerine bağlayan Tün, Eskişehir’in genel olarak yumuşak zemin yapısına sahip olduğunu ve bu yüzden uzak depremlerde bile sarsıntıların kuvvetli hissedilebildiğini aktardı.

“Eskişehir depreme hazır mı?” sorusuna yanıt verirken, Doç. Dr. Tün “Hem bina hem şehir olarak yeterince hazırlıklı olduğumuzu düşünmüyorum,” dedi.

Ailelerin deprem öncesinde bir buluşma planı yapması gerektiğini belirten Tün, “Deprem anında iletişim hatlarının çökme riski yüksek. Bu nedenle nerede ve nasıl buluşacağımızı önceden konuşmalıyız,” tavsiyesinde bulundu.

Muhabir: Almıla Hilalsu Dindar