Önceki gün İzmir’de gerçekleşen 6,6 büyüklüğündeki deprem tüm Türkiye’yi sarstı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, sevenlerine başsağlığı, yaralılarımıza ise acil şifalar diliyorum. Ailem ve birçok arkadaşım İzmir’de yaşadığı için deprem anını ayrı ayrı birçok insandan dinledim. Konuştuğum herkes gerçekten korkmuş ve şok geçirmişti. Hepsi de daha önce böyle bir deprem yaşamadıklarını söyledi. Depremin çok uzun sürdüğünü ve çok şiddetli geçtiğini söylediler. Bir arkadaşım ofisinin görüntülerini paylaştı. Ofisin tavanı çökmüş şans eseri yaralanan olmamış ve binadan çıkabilmişler. Maalesef bu depremde de deprem gerçeğine hazır olmadığımızı görmüş olduk. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu biliyoruz ancak bunun gereklerini yerine getirmiyoruz. Türkiye’nin birçok yerinde binalar ne yazık ki depreme dayanıklı değil. Buna rağmen bu binalar kentsel dönüşüme uğramıyor. İnşaat Mühendisleri Odası her seferinde uyarıyor. ‘Deprem öldürmez binalar öldürür’ diyor. Daha fazla can kayıpları yaşamadan artık biz de Japonya gibi depremin hayatımızın bir parçası olduğunu kabul etmeliyiz. Japonya’da çok şiddetli depremlerde bile can kaybı yaşanmıyor ya da çok az sayıda kayıp veriliyor. Bunun en büyük sebebi ise binaların buna göre yapılmış olması. Vatandaşları da deprem gerçeğinin farkında. Evlerindeki eşyaları sabitliyorlar, deprem çantalarını hazırlıyorlar. Biz başımıza gelince bir an hatırlıyoruz sonra unutuyoruz. Bu gerçekle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor.

TEK YÜREK OLDUK

Ülkemizdeki doğal afetlerden sonra tek olumlu nokta sergilediğimiz dayanışma örneği. Deprem gecesi şehrimiz de dahil olmak üzere Türkiye’den birçok arama ve kurtarma ekibi İzmir’e akın etti, canla başla kurtarma çalışmalarına dahil oldu. İzmir’de birçok otel kapılarını evleri hasar görmüş insanlar için ücretsiz olarak açtı. Birçok kurum ve kuruluş ile hayırseverler erzak yardımında bulundu. ‘İzmir’de zina oluyor, İzmirliler ahlaksız o yüzden bu deprem oldu’ diyen örümcek kafalılara inat Türkiye bir kez daha zor durumlarda nasıl birleştiğini ve tek yürek olduğunu gösterdi. Enkaz altından her vatandaşımız kurtarıldığında hep birlikte sevindik. Bunun için de arama kurtarma çalışmalarına katılan herkese tek tek teşekkür ediyorum. İzmirlilere yardım eli uzatan herkese de minnetlerimi sunuyorum. İyi insanlar iyi ki varsınız.

CUMHURİYETİMİZİN 97’İNCİ YILI

Ceyhun Yılmaz’ın attığı bir tweet çok hoşuma gitti. ‘İzmir’in gözyaşına ‘Kurtuluş Savaşı’ başlatan memleket 100 sene sonra yine kolkola’ demiş Yılmaz. Gerçekten de az önce bahsettiğim gibi hepimiz deprem ile yine tek yürek olduk. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı da tek yürek olarak kutlamıştık. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, cephede savaşan Mehmetçiğimizin bize en büyük armağanı olan cumhuriyetimizi, 100 sene sonra hala aynı birlik beraberlik duyguları içerisinde olduğumuzu göstererek de onurlandırdık. Biz bu şekilde dayanışmayı sürdürürsek altından kalkamayacağımız hiçbir zorluk yok. Bu duygu ve düşüncelerimle cumhuriyetimizin 97’inci yılını kutluyorum. Tekrar geçmiş olsun İzmir diyerek bu haftaki yazımı sonlandırıyorum. Umarım göçük altında kalan vatandaşlarımızdan bir an önce iyi haber alırız. Haftaya görüşene dek sağlıcakla kalın.