Çakırözer, geçmişte gazetecilere yönelik saldırıları gündeme getirerek, “Yavuz Selim Demirağ, Ahmet Takan, Orhan Uğuroğlu, Levent Gültekin ve daha onlarca gazeteciye yönelik saldırılarda saldırıyı gerçekleştirenler hiçbir şekilde caydırıcı cezaya çarptırılmadı. Bunun neticesinde de yangın bölgesinden yayıncılık yapmaya çalışan Halk TV’ye yönelik saldırı gerçekleşti. Bu saldırıda da aynı zamanda cana kastedildi. Saldırganlara caydırıcı cezaların verilmesi ve bu saldırıyı bütün meslek örgütlerinin, gazetecilerin, siyasetçilerin kınaması, karşı çıkması ve tepki göstermesi gerekir. Ancak bu şekilde biz halkın haber alma hakkını ve basın özgürlüğünü koruyabiliriz” dedi. Çakırözer, yangın bölgelerinde gazetecilere yönelik akreditasyon uygulamasını da tepki göstererek, “Bu ayrımcılıktır, antidemokratik bir uygulamadır. Asla kabul edilemez” dedi.