Tüm partilerin oy birliği ile onaylanan Paris İklim Anlaşması görüşmelerinde genel kurula seslenen CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, 18 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg’in sözlerine atıf yaparak uyardı:"Sözde liderlerin kulağa harika gelen sözleri iklim krizinde olumlu bir eyleme yol açmıyor.”   

“Geçtiğimiz hafta Milano’da "İklim İçin Gençlik" zirvesinde iklim aktivisti 18 yaşındaki Greta Thunberg kürsüye çıktı, yeşil ekonomi “bla bla bla”, 2050’de sıfır emisyon “bla bla bla”,  “başka bir gezegen yok” bla bla bla  diyerek politika yapıcıların yıllardır 'boş konuştuğunu', "Sözde liderlerin kulağa harika gelen sözlerinin iklim krizinde olumlu bir eyleme yol açmadığını söyledi. 

Greta haksız diyebilir miyiz?  İklim konusunda gerçekleştirilen toplantılar, taraflar arası iklim konferanslarında Greta’nın bla bla dediği büyük laflar edilerek görüşmeler gerçekleşiyor. Liderler, iç politikada iklim krizini bolca malzeme olarak kullanıyor. Sonuç: Atmosferde rekor kıran karbon emisyonu oranı, mevsim normalleri üzerindeki sıcaklıklar, değişen yağış rejimleri ve afetlerde ölen ya da yerlerinden olanların haberleri.” diyen Dr. Jale Nur Süllü, 31 Ekim-12 Kasım tarihleri arasında Glasgow’da 26.sı gerçekleşecek BM İklim Konferansı öncesinde tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yoğun bir çalışma olduğuna dikkat çekerek Paris İklim Anlaşması’nın onaylanmak üzere Meclis’e gelmesinin olumlu olduğunu fakat süreç ile ilgili kaygıları bulunduğunu dile getirdi.

Yasa teklifi beyanında anlaşmanın “gelişmekte olan bir ülke olarak” onaylandığına dikkat çeken Süllü, “Türkiye, Paris Anlaşması’nın temelini oluşturan 1992 tarihli BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde “gelişmiş ülkeler” listesinde bulunuyor. Türkiye’nin yıllardır iklim değişikliği fonlarından yararlanma olanağı bulunan “gelişmekte olan ülkeler” listesine dahil olmak için, uğraş verdiğini biliyoruz. Geçtiğimiz Eylül ayında iklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına “gelişmiş ülkeler” listesi çıkma isteği iletildi. Ancak bu talebin kabul görüp görmeyeceğini henüz bilmiyoruz. Dolayısıyla, Türkiye’nin, statü değişikliği talebi kabul görmeden, Paris Anlaşması’nı “gelişmekte olan ülke” beyanı ile birlikte onaylandığını belirtmek isterim. Ayrıca, beyanda “Paris Anlaşması’nı, ulusal katkı beyanları çerçevesinde, “hakkaniyet, ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve görevli kabiliyetler” temelinde” anlaşmanın ve mekanizmalarının ekonomik ve sosyal kalkınma hakkına halel getirmemesi kaydıyla uygulayacağı” yer alıyor.

Bu Türkiye’nin ekonomik büyüme, nüfus artışı gibi ölçütler dikkate alınarak emisyon azaltımı yapmasının imkânsızlığının kayıt altına alınması anlamına mı geliyor? Komisyonda defalarca sera gazı emisyonlarında tarihi sorumluluğumuz yok diyerek yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçamayacağını söyledik.  TUİK verilerine göre, 1990-2019 arasında 0 artışın çok yüksek değerlendirildiğini, Türkiye’nin yakın gelecekte iklim adaleti konusunda yalnızlaşacağını ve itibarsızlaştırılacağını dile getirdik. Geçtiğimiz aylarda yaşanan sel felaketleri ve orman yangınları doğanın aldığı öcün en yakın örneği.