Belediyeler siyasi bir kurum olduğu kadar asıl görevi kent halkına hizmet etmektir.

Siyasiliği ise Başkanlarının ve Belediye Meclis üyelerinin siyasi partilerin gösterdiği adayların halk tarafından seçilmesinden kaynaklanmaktadır.

Yani Belediyenin Başkanı ve karar mercii olan meclis üyeleri seçilmiş insanlardır.

Hani Belediyecilikte genel bir söz vardır.

Başkanlar genellikle, seçildikten sonra parti rozetini çıkarır ve “tüm halka hizmet etmek için varız” derler.

Doğrusu da budur.

 

***

Belediyelerde siyaset yapılmaz mı?

Yapılır, ama bunu sadece Başkan yapar.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, deneyimli bir siyasidir, milletvekilliği yapmış, milletvekili iken ayrılarak, Belediye Başkanlığına seçilmiştir.

Parti içinde de yıllardır siyaset yapar, siyasetin en ince detayına kadar da bilir.

Onun bir sözü vardır.

“Belediyede siyaseti sadece ben yaparım”

 

***

Kazım Kurt’un sözü çok doğru bir söz.

Belediye çalışanlarının siyasetle uğraşmaları halinde işlerin nasıl çıkmaza girdiği hep görüle gelmiştir.

Belediye personelinin asıl amacı ve işi hizmet etmektir.

Bulundukları kentin daha rahat nasıl yaşayabileceğine yönelik verilen işleri yerine getirmek, hizmet üretmektir.

Belediye Başkanları elbet siyaseten de, dünya görüşü nedeniyle de kendine yakın insanlarla çalışmak ister.

Bu sadece üst düzey yöneticiler için geçerli olabilir.

Belediye çalışanlarını seçerken siyasetin yerini liyakatın alması gereklidir.

 

***

Bu tüm belediyelerde yapılıyor mu?

Elbette yapılmıyor.

Buralara nereden geldik.

Hani şu İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde açıklama yapan belediye çalışanları vardı ya.

Ekrem İmamoğlu’nu eleştirmiş hatta suçlamışlardı.

Şimdi insanlar bu çalışanların ne olacağını merak ediyor.

Bazı yorumcular bu çalışanların direkt siyaset yaptığını ve iş akitlerinin feshedilmesini, ya da gereken cezaların verilmesini savunuyor.

Ekrem İmamoğlu’nun “Şunu işten çıkarayım, bunu kovayım böyle şeyler aklımın ucundan bile geçmez benim. Tüm çalışan kardeşlerim şunu bilsin: Ekmeğinin peşinde koşan, bulunduğu yere bileğinin hakkıyla gelmiş, iş ahlakı ve hukukuna uygun davranan herkesin başımın üstünde yeri var” sözünü de eleştirenler var.

Tabi burada İmamoğlu’nun “ekmeğinin peşinde koşan” kelimelerinin de altını çizmek lazım.