Eskişehir kent merkezindeki bir otelde basın açıklaması düzenleyen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye ve dünya gündemi hakkında açıklamalarda bulundu. Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşta nükleer tesislerin vurulmasını ve terör örgütlerine yönelik siyasi partilerin yaklaşımlarını değerlendiren Destici, Suriye’deki iç savaşın demokrasi ve hukuk zemininde sona erebileceğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefet adayının henüz netleşmemesi hakkında da açıklama yapan Genel Başkan Destici, “Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı kesinlikle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin bundan bir geri adım atmayacağını düşünüyorum” dedi.

“İnsanlığa zarar verebilecek tesislerin vurulmaması ve bu konuda herkesin hassas olması gerekir”
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden savaşta, insanlığı riske atacak nükleer tesislere karşı her iki tarafın da hassas davranması gerektiğini belirten Destici, “Rusya'nın saldırıları neticesinde Ukrayna'nın pek çok tesisi vuruldu. Bizi ve bütün dünya ülkelerini korkutanlardan bir tanesi nükleer santral oldu. Biliyorsunuz Ukrayna tarafından yapılan açıklamalarda santralin Rusya tarafından vurulduğu dile getirildi. “Türkiye ve bütün coğrafyamız tabii ki Ukrayna başta olmak üzere bir Çernobil faciası daha yaşamak istemiyoruz” sözleri Sayın Cumhurbaşkanı'nın dünya basınına yansıyan en önemli cümlelerinden bir tanesi oldu. Tabii burada biz savaşı istemiyoruz. Savaşa karşıyız. Savaşın bir an önce sona ermesini istiyoruz. Tarafların, bu savaş esnasında nükleer santral gibi bütün insanlığa zarar verebilecek tesisleri vurulmaması ve bu konuda herkesin hassas olması gerekir. Şayet bu hassasiyete uyulmazsa da en büyük yaptırımlarla karşı karşıya bırakılması gerekiyor. Yani vuranın yanına kar kalmaması gereklidir” dedi.

“HDP'yi PKK'nın siyasi bir uzantısı olarak görmüyorsanız, terörle mücadelenin yanında değilsinizdir”
Terörle mücadele hakkında siyasi partilerin yaklaşımlarını sert bir dille eleştiren BBP Lideri Destici konuşmasının devamında, “Büyük Birlik Partisi olarak başından beri hep ‘Terörle müzakere olmaz, teröristle müzakere olmaz, mücadele olur’ şeklinde bir ilkeyle hareket ettik. İkinci olarak da ‘Terörün tüm unsurlarına karşı topyekûn bir mücadele’ ilkesine uygun olarak hareket ediliyor. Yani bir müzakere yok, mücadele var. Tüm alanda mücadele var. Ve terörün tüm unsurlarına karşı her alanda bir mücadele var. İçeride de dışarıda da her alanda bir mücadele var. Büyük Birlik Partisi başından itibaren Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, kahraman Türk ordusunun, polisinin, güvenlik güçlerinin, terörle mücadelesinde yanında olmuştur. Bundan sonra da sözüyle, duruşuyla, canıyla, kanıyla da yanındadır. Çünkü. Bu devlet bizim, bu millet bizim, bu ordu bizim, bu asker bu polis bizim. Türkiye'deki her siyasi parti böyle değil mi? Değil maalesef. Görüyoruz yani bazı siyasi parti genel başkanları “PKK terör örgütüdür ama PYD değildir” diyor. Suriye'de terör örgütlerine karşı yönelik harekâtlara tezkerede evet vermiyorlar. Eğer siz tezkerede evet vermiyorsanız PKK'yla PYD, YPG’yi bir görmüyorsanız, HDP'yi PKK'nın siyasi bir uzantısı olarak görmüyorsanız, o zaman siz tam olarak terörle mücadelenin yanında değilsinizdir. Devletin varlığının, ülkenin bütünlüğünün, milletin istiklalinin tam olarak yanında değilsinizdir. Kim ki ben devletimin varlığının, ülkemin bütünlüğünün, milletin istiklalinin ve istikbalinin sonuna kadar yanındayım diyorsa o zaman açık, net, amasız, fakatsız, terörün tüm unsurlarına karşı olmak zorundadır. Sadece PKK'ya değil, PKK'nın uzantısı YPG'ye de, PYD'ye de, HDP'ye de, KCK'ya da hepsine karşı olacaksınız. Hepsinin terör örgütünün bir unsuru, bir parçası olduğunu kabul edeceksiniz ve ona göre tavır alacaksınız. Ona göre bir duruş sergileyeceksiniz. Eğer buna göre bir duruş sergilemiyorsanız o zaman sizler samimi değilsiniz” ifadelerini kullandı.

“Suriye’deki iç savaşın bitmesi demokrasi ve hukuk zemininde olacaktır”
Suriye’de devam eden iç savaşın bitirilmesinin Birleşmiş Milletler nezaretinde olabileceğini belirten Destici, “Suriye'de iç barışın sağlanması, Dışişleri Bakanımızın açıkladığı gibi Suriye'deki rejimin ve hükümetin, muhaliflerle uzlaşmasından ve anlaşmasından geçmektedir. Bu da hangi şartta ve koşulda olacaktır? Elbette demokrasi ve hukuk zemininde olacaktır. Suriye halkının tercihiyle olacaktır. Bunun sağlanması gerekir. Bu da Birleşmiş Milletler gözetiminde ya da diğer uluslararası kuruluşların nezaretinde ve denetiminde yapılacaktır” dedi.

“Kemal Bey'in kesin aday olduğunu düşünüyorum”
6 partinin bir araya gelerek oluşturduğu ittifakın Cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olacağını düşündüğünü söyleyen BBP Lideri Destici, şu ifadeleri kullandı:

“Son yemek yenmedi daha. Ben son yemekten sonra işlerin değişeceğini düşünüyorum. Yani artık 6’lı masanın, 6’lı mı devam edeceğini 3’lü mü devam edeceğini 5’lü mi devam edeceğini bunların hepsini son yemekten sonra hep birlikte görürüz diye düşünüyorum. Daha doğrusu masa 7’li de, hep 6’lı diye gizlendi, üzeri örtüldü. Kesin masa 7’lidir. Ama işte artık masaya 7’lş mi devam ederler 5’li mi devam ederler 4’lü mü devam ederler, bunu o son yemekten sonra daha net görürüz diye düşünüyorum. O masadaki partilerin genel başkanlarının farklı farklı açıklamalarını dinliyoruz. Yoruma açık, izaha muhtaç. Açıklamalarını dinliyorum. Cumhurbaşkanı adaylığı meselesine gelince ben Kemal Bey'in kesin aday olduğunu düşünüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı kesinlikle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin bundan bir geri adım atmayacağını düşünüyorum. Kemal Bey'in sonuna kadar da hakkı olduğunu düşünüyorum. Çünkü hem o 7’li ittifakın en büyük partisinin genel başkanıdır hem de hem o ittifakın oluşması için çok büyük gayret göstermiş, özveride bulunmuştur. Hatta kimsenin gösteremeyeceği özveriyi göstermiş, bugüne kadar bu masayı taşımıştır. Yani masa bugüne kadar dağılmamışsa bunda da yine Kemal Bey'in çabası, gayreti büyüktür. Onun için ben Kemal Bey'in adaylığının da hakkı ve Millet İttifakı açısından da hakkaniyetli bir sonuç olduğunu düşünüyorum. Eğer bir hak konuşulacaksa, bir hakkaniyetten bahsedilecekse orada adaylık Kemal Bey'in hakkıdır diye düşünüyorum.”