Bakan Kacır, medikal sektöründeki gelişmelerin ele alındığı Ankara SANTEK Zirvesi’ne katıldı. Kacır, yapay zekâdan biyoteknolojiye, uzay teknolojilerinden yenilenebilir enerjiye teknolojinin farklı sahalarında yaşanan gelişmelerin; ülkelerin kaderini, toplumların refahını ve küresel dengeleri doğrudan belirlediğini ifade etti. Türkiye olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, son 22 yılda güçlü bir Ar-Ge ve inovasyon ekosistemi inşa ettiklerini hatırlatan Kacır konuşmasında şunları söyledi:
SÖZ SAHİBİ TÜRKİYE: Bugün 106 teknoparkımızda, 11 bin 500’den fazla teknoloji girişimi, inovasyon odaklı projelere imza atıyor. Sayıları 1600’ü aşan Ar-Ge ve tasarım merkezlerimizde sanayicilerimiz, mühendislerimiz yenilikçi ve yüksek katma değerli projeler geliştiriyor. “Millî Teknoloji Hamlesi” vizyonumuz doğrultusunda, teknolojiyi yalnızca kullanan değil; kritik alanlarda kendi çözümlerini üreten ve küresel rekabette söz sahibi bir Türkiye’yi inşa etme yolunda kararlılıkla ilerliyoruz.
İSTİKRARLI DEVLET POLİTİKALARI: Bugün, kendi eğitim uçaklarını, helikopterlerini, deniz platformlarını, kara araçlarını, elektronik harp sistemlerini ve füzelerini geliştiren, üreten ülkeyiz. Dünya SİHA pazarında lider konuma ulaştık. Bu başarı, elbette tesadüf değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; bu doğrultuda son 22 yılda ortaya koyulan güçlü siyasi irade ve istikrarlı devlet politikaları, millî ve özgün ürünleri önceleyen uzun dönemli Ar-Ge, yatırım ve tedarik planlamaları ve nitelikli insan kaynağı programları ile savunma sanayimiz büyük atılımı hayata geçirdi. Savunma sanayiinde ülkemizi devler ligine taşıyan bu yaklaşımı diğer stratejik alanlara da taşıyarak üretim altyapımızı tahkim etmeyi; küresel sistemin istikrarsız seyrinde oluşacak şoklara karşı, güçlü bir direnç mekanizmasının teminatı olarak görüyoruz.
BAŞARIYLA YÖNETTİ: Tüm dünyanın sarsıldığı pandemi dönemine dönelim. Hiç şüphesiz bu küresel kriz, sağlık sistemlerini tarihî bir sınamayla karşı karşıya bıraktı. Gelişmiş ülkelerde dahi doktorların, sağlık çalışanlarının, kısıtlı imkanlarından dolayı kimin yaşayıp kimin hayatını kaybedeceğine karar vermek zorunda kaldığı o yürek burkan anlara hep birlikte şahit olduk. Ancak Türkiye, bu zorlu imtihanı; güçlü sağlık altyapısı, gelişmiş Ar-Ge ve üretim kapasitesiyle başarıyla yönetti.
ÖNCELİKLİ HEDEFLER: Pandemi döneminde tecrübe ettiğimiz hadiseler, sağlıkta yerli ve millî çözümler üretebilen bir ekosistem inşasının stratejik zorunluluk olduğunu bir kez daha hatırlattı. Bu yaklaşımla, 2022 yılında “Akıllı Yaşam ve Sağlık Ürün ve Teknolojileri Yol Haritası”nı kamuoyuyla paylaşmıştık. Yol haritasıyla; Sağlık alanındaki Ar-Ge yatırımlarını artırmayı, yenilikçi girişimlerin sayısını çoğaltmayı, ilaç, tıbbi cihaz ve sağlık bilişim teknolojilerinde yerlileşme sürecini hızlandırmayı öncelikli hedefler olarak belirledik.
945 MİLYARLIK YATIRIMI HAREKETE GEÇİRDİK: Sektördeki özgün üretim kapasitemizi güçlendirecek teşvik ve destek mekanizmalarını, program ve projeleri adım adım hayata geçiriyoruz. Son 22 yılda, medikal sektöründe 3 bin 583 yatırıma teşvik belgesi düzenledik, 945 milyar lira yatırımı harekete geçirdik. Katma değerli üretimi teşvik etmek ve cari açığı azaltmak üzere hayata geçirdiğimiz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programında; Biyobenzer ilaçlardan kanser ve otoimmün ilaçlara, ortopedik cihazlar ve protezlerden yenilikçi eşdeğer ilaçlara pek çok başlıkta, toplam büyüklüğü 15 milyar lirayı aşan 23 yatırım projesini destekliyoruz.
YENİ YATIRIMLAR: Bildiğiniz üzere Sayın Cumhurbaşkanımız, ülkemizi yüksek teknoloji yatırımlarının odağı hâline getirecek, tarihimizin en büyük ölçekli teşvik programı olan HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nı ilan etti. Programın öncelikli alanları kapsamında, sağlık endüstrisinde; biyoteknolojik ilaçlardan yenilikçi sağlık teknolojilerine, akıllı tıbbi cihazlardan teknolojik gıdalara uzanan geniş bir yelpazede yeni yatırımları ülkemize kazandırmayı hedefliyoruz.
TÜBİTAK DESTEKLERİ: Medikal alanında yenilikçi fikirlerin ürüne dönüşmesi; uzun soluklu mühendislik, tasarım, prototipleme ve deney aşamalarının sonucudur. Bu anlayışla gerek TÜBİTAK bünyesinde yürüttüğümüz gerekse de TÜBİTAK eliyle desteklediğimiz projelerle sağlık alanında pek çok yenilikçi ürünün geliştirilmesini ve ticarileştirilmesini sağladık. Son 22 yılda, sadece TÜBİTAK burs ve destek programlarımızla, medikal sektöründe yürütülen 3 bin 950 projeye ve 17 binden fazla bilim insanımıza, gencimize 34 milyar lira destekte bulunduk.
ADIMLARIN MEYVESİ: Ar-Ge merkezlerimiz ve teknoparklarımız da medikal inovatif projelerin yüksek katma değerli ürünlere ve hizmetlere dönüşmesinde öncü rol üstleniyor. Bugüne dek 73 Ar-Ge merkezi ve teknoparklarımız bünyesindeki 893 teknoloji girişiminin sağlık alanında araştırma geliştirme projesine destek verdik. Sağlıkta yerli üretimi ve teknolojiyi destekleyen bu adımların meyvelerini alıyoruz. 2016’da imal edilen ilaçların yerlilik oranı kutu bazında yüzde 75, değer bazında yüzde 42 seviyesindeyken; geçtiğimiz yılın ilk altı ayında kutu bazında yüzde 90’ların, değer bazında ise yüzde 56’nın üzerine çıktık. Tıbbi cihaz tarafında 2017 yılında ihracatımızın ithalatı karşılama oranı yüzde 23 iken bugün yüzde 48’e ulaştık.
KALKINMA HEDEFLERİ: Önümüzdeki dönemde TÜBİTAK, üniversiteler ve Sağlık Bakanlığı iş birliğinde ülkemizin bilimsel araştırma altyapısını daha da ileriye taşıyacağız. Uzun vadeli kalkınma hedeflerimizle uyumlu bir kamu alım stratejisiyle, yerli üretimi ve Ar-Ge yatırımlarını teşvik edeceğiz. İnovasyonu besleyen, maliyetleri düşüren ve markalaşmayı hızlandıran yönleriyle medikal sektörünün gelişimine öncülük eden kümelenme yapılanmalarının kapasitesini güçlendireceğiz. Sanayicimizi ve üreticimizi tüm imkânlarımızla, her daim destekleyerek, onlarla omuz omuza vererek muasır medeniyetlerin de üzerinde bir Türkiye’yi hep beraber inşa edeceğiz.