Yeni yıl öncesi ve yeni yılın ilk gününden itibaren başta gıda ürünlerine olmak üzere gelen zamlar vatandaşı canından bezdirdi.

Televizyonlardaki sokak röportajlarından da görüyoruz ki, vatandaş artık ürünleri gramla bile alamıyor.

Yeni asgari ücret daha çalışanın cebine girmeden eridi gitti.

Akaryakıta bir biri ardına gelen zamlar her ürüne yansıyor.

Doğal gaz, elektrik zamlarının yansımalarını önümüzdeki ay göreceğiz neler olacak.

Feryatlar nasıl yükselecek.

***

Belediye İş Sendikası’nın yaptığı sözleşme daha birkaç ay oldu.

Ancak önceki gün Belediye işçileri, aldıkları zamların bile yetmediğini gerekçe göstererek ek zam talebinde bulundular.

Belediye-İş Sendikası Şube Başkanı Kemal Azak, yaşanan olağanüstü ekonomik koşulların, yaşam koşullarını ağırlaştırdığı ve tüm çalışanlar gibi ücreti dışında hiçbir geliri bulunmayan üyelerini de olumsuz etkilediğini dile getirerek, “İktidarın döviz kurunun düşmesi ile övündüğü koşullarda yapılan bu zamlar, ekonomik krizin yükünün halka, geçinme mücadelesi veren milyonlarca emekçiye kesildiğinin açık göstergesidir. Dört kişilik bir ailenin hem açlık hem de yoksulluk sınırı son bir yılda yüzde 55 artarak, açlık sınırı 4 bin TL’yi, yoksulluk sınırı 13 bin TL’yi aşmıştır. TÜİK tarafından açıklanan 2021 yılı enflasyonu 36,08 iken, bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) verilerine göre ise 2021 yılında tüketici enflasyonu yüzde 82,81 artmıştır’’ dedi.

Azak, tüm emekçilerin geçim derdi olmadan daha verimli çalışması gerektiğini hatırlattı ama emekçiler geçin derdinden kendilerini işlerine, üretime ne kadar veriyorlar acaba.

AKDOĞAN’IN SÖZLERİ

Büyük Birlik Partisi son günlerde hem genelde hem de yerelde gündem olmaya devam ediyor.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin “100 lira verip et almam, ben kuzu kestiriyorum” sözleri birkaç gündür Türkiye genelinde tartışıldı halen de devam ediyor.

Genel Başkanın sözlerinin arkasından önceki gün de Genel Merkez yöneticisi Ahmet Namık Akdoğan’ın, gazetecilerle sohbet sırasında söylediği sözler yerelde gündem oldu.

Ahmet Namık Akdoğan, Eskişehir siyasetinde tevazusuzla, hoşgörüsüyle ve donanımı ile bilinen bir siyasetçi.

Partisinin Eskişehir’de üst kademelerine kadar gelmiş, bunun sonucu olarak da MKYK üyeliği görevine gitmişti.

Bir cemaat yurdunda kalan ve yaşadıkları sonucunda intihar eden Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara ile ilgili sözleri hem şok yarattı hem de şaşırttı.

Aslına bakarsanız Akdoğan’dan bu tür sözleri duymak şaşırttı belki de.

Ne demişti Akdoğan; “Bir velet öldü diye cemaatleri mi kapatacağız. Bir ayyaş öldü diye meyhaneleri mi kapatacağız. O zaman ÇYDD, Lions Kulüpleri, Atatürkçü Düşünce Derneği de kapatılsın”

Cemaat yurtlarında olanlar sadece “Bir veletin ölümü” değil ki.

Neler neler görüldü bu ülkedeki cemaat yurtlarında.

“Bir ayyaş” yakıştırması ise çok başka yerlere gitti.

Bu ülkede yıllardır faaliyet gösteren ÇYDD gibi, ADD gibi derneklerin bir olumsuzluğu görülmedi ki kapatılsın.

Sonuçta bu sözler Akdoğan’a yakışmadı.