Eskişehir’in kardeş şehri Almanya’nın Frankfurt şehrinde 1949 yılında kurulan ve ulusal yayın yapan Almanya’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Gazetesi’nde yayınlanan, Dr. Von Rainer Hermann’ın Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ile yaptığı söyleşi gündeme oturdu.

Dünyanın en geniş muhabir ağlarından birine sahip ve nitelikli Alman gazeteleri arasında yurtdışı yaygınlığı en fazla olan kuruluşun röportajında; Yılmaz Büyükerşen’in görüşlerinin yanı sıra yazarın görüşleri de mevcut.

Odunpazarı Modern Müze’nin (OMM) anlatımıyla başlayan söyleşiden bölümler aktarmak isterim sizlere.


***


Gezi otobüslerinin çoğu batı Anadolu’nun genellikle muhafazakâr illerinden geliyor. İstanbul ve Ankara’dan gelenler Hızlı treni tercih ediyor. Müzeden ayrılan sokakları takip ettiğinizde sizi Odunpazarı’nda bulunan 30’dan fazla müzelere ulaştırıyor, mesela Türkiye’nin ilk Balmumu Heykeller Müzesi’ne, ilk Hamam Müzesi’ne veya ilk Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne.

Tüm bu müzeler son on beş yılda inşa edildi OMM isimli Modern Müze ise girişimci işadamı Erol Tabanca tarafından şehrine bağışlanmıştır. Topluluk ruhu, nüfusu bir milyonun biraz altında olan bu şehri karakterize eden niteliklerden yalnızca birini oluşturuyor.  Eskişehir, Türkiye gibi merkezileşmiş bir ülkede yerel siyasetin neler başarabileceğinin de bir örneğidir.

Türkiye bu şehirden bahsediyor, birçoğu onu örnek alıyor. Eskişehir, yaşam kalitesi ile ilgili yapılan tüm araştırmalarda üst sıralarda yer alıyor. Öğrenciler üst üste beşinci kez Eskişehir'i ülkenin “Öğrenci Dostu Üniversite şehri” olarak seçtiler. 2016 yılında UNESCO ilk defa Türkiye’nin bir şehrini “Öğrenen Şehirler” ağına dâhil etti. Eskişehir, bir senfoni orkestrasına sahip ilk Türk belediyesidir ve yerel ekonomi modeli “ikili eğitim” kentteki vasıflı işçi eksikliğini gideriyor.


***


Bundan kırk, elli yıl önce memleketinin diğer birçok Anadolu şehri gibi gri ve çamurlu olduğunu anlatıyor, ancak bu durumun 1999’ da Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilen, diğer tüm Belediye Başkanlarından daha uzun makamda olan Yılmaz Büyükerşen’in göreve gelmesiyle değiştiğini ve şehrin bugün olduğu düzeye getirdiğini ifade ediyor CHP’li Milletvekili Utku Çakırözer.

Merkezi hükümet ise Büyükerşen’in işini kolaylaştırmıyor. İç işleri bakanının atadığı ve hiyerarşide onun üzerinde olan valiler Büyükerşen ile iletişime geçmiyor, belediye meclisinden geçen imar planlarını ise devlet yetkilileri hiçe sayıyor.  Büyükerşen CHP'li olduğu için AKP belediyelerinin aksine Ankara'dan finansal destek almıyor. Türk şehir yönetimleri kendi vergilerini toplamadıkları ve ancak kira gelirleri, harçlar ve cezalardan kendilerini finanse ettikleri ve vatandaşlarının sosyal taahhütlerinin yardımıyla kapsamlarını genişlettikleri için de bu durum daha da ciddi bir sorun oluyor.


***


Büyükerşen, nereye seyahat ederse örneğin Strasburg, Prag, Hollanda, Almanya veya Avusturya yanında mutlaka bir fotoğraf makinesi taşıyor. Frankfurt’a da gelmiş çünkü 2013 yılından bu yana Eskişehir ve Frankfurt kardeş şehirler. Kafasında şehrini geliştirmek için projeler üretiyor. Bu projelerden büyük parklar biri 300 metre uzunluğunda bir yüzme havuzu içeren, çocuklar ve yetişkinler için bir masal şatosu veya gençlerin teknoloji ile etkileşime girebileceği gibi merkezler doğuyor. Eskişehir, 2016 yılında Türkiye'de atık yakma tesisini devreye sokan ilk şehirler arasında yer aldı. Günümüzde 40.000 eve elektrik sağlanıyor.


***


Söyleşide Büyükerşen’in sanatçı kişiliğine de değiniliyor.

Sabahları bazen atölyesine gidiyor ve burada ekibiyle birlikte daha sonra sergilenecek olan balmumu heykellerini şekillendiriyor. Büyükerşen, gülerek “Balmumu ellerimin istediğini yapıyor” diyor. Türkiye’de altı ay sonra yapılacak olan genel seçimlere ise biraz buruk yaklaşıyor.