Genç tiyatro yazarı Emel Hacer Yayla, yaklaşık üç ay önce ilk defa yazıp yönettiği Mahkûm adlı tiyatro oyunu ile Eskişehirli tiyatroseverlerin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Oyun yazarlığında üretime devam eden sanatçı Yayla, “Seyirciler” adlı yeni çalışması ile tekrar sahneye çıkmaya hazırlanıyor. Kitaplar ve filmler ile kendisini beslediğini dile getiren Yayla, aynı zamanda kurduğu yazarlık atölyesi ile de edebiyatseverleri bir araya topluyor. Önceki tiyatro oyunundan farklı olarak bu sefer kendisinin de oyuna dâhil olacağının altını çizen tiyatrocu Yayla, “Şiddet sonrası oluşan tepkisizliği Seyirciler oyunu ile sahneye aktarmak istiyorum” dedi.

“Seyircileri koltuklarında rahat ettirmeyeceğim”
Seyirciler adlı oyun ile tiyatroya meraklı insanları bir araya toplayarak görevlendirdiğini belirten Yayla aynı zamanda eserin çıkış hikâyesinden de bahsetti. 1964 yılında saldırıya uğrayan bir kadına sokaktaki 38 dairenin sadece şahitlik ettiğini anlatan Yayla, “Olayı görenler ne polisi ne de ambulansı aramış ve büyük bir tepkisizlik hâkim olmuş. O dönemde epey duyulan bu vaka sonrası psikologlar, ‘Seyirci Etkisi’ adı altında bir kuram oluşturmuşlar. Sosyolojik vakalarda toplumun bireye yardım etme, olaya şahit olan kişiye göre çok düşüktür. Bu kuramdan yola çıkarak 2019’dan beri senaryo üzerinde çalışıyordum ve şiddete karşı meydana gelen bir farkındalık oluşturmak istedim. İnsanların neden bu tip olaylara tepkisiz kaldıklarına dair merakımı sahneye taşıyacağım ve seyircileri de bu durum ile yüzleştireceğim” dedi.

“Atölye ile birçok insanın yazmaya hevesli olduğunu fark ettim”
“Yazarlık atölyesi ile insanlar hem yazıyorlar hem de fikirlerini paylaşabiliyorlar” diyen Emel Yayla, “Biz atölyede entelektüel birikimimizi birbirimize sunabiliyoruz. Günlük bir etkinlik olarak planladığımız bu etkinlik, yoğun talepler ile bir sanat atölyesine dönüştü. Yazarlık atölyesi çerçevesinde burada toplanıyoruz. Eskişehir’de birçok insanın yazmaya hevesli olduğunu fark ettim. Atölyede, performans kaygısına düşmeden gündelik bir dilde içerikler oluşturup hikâyeye çeviriyoruz. Sonrasında ise yine kendi oluşturduğumuz bir dergide yayımlıyoruz. Rağbet olduğu sürece atölye çalışmalarımız devam edecektir. Eskişehir’i bu konuda takdir ediyorum. Çünkü sanatın her dalında birçok faaliyet düzenleniyor. Türkiye’de örnek gösterilecek bir kent ve birçok insanın bu etkinliklere yetişemediğinden mustarip olduğunu biliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.