Bursa'da 10 yıllık sevgilisi ile çiftlik evinde alkol alan adam; '' Karından ne zaman boşanacaksın'' sorusu üzerine silahla genç kadını ayağından vurdu. Alkollü sevgili ise aynı silahla çiftliği bulunan 55 yaşındaki İsmail İlgi'yi başından vurarak öldürdü. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde Bursa'da bir kadın silahla vuruldu, daha sonra aynı silahla o kadın cinayet işledi.

 

***

Afyonkarahisar’da terzi dükkanında çalışan kadın kocasının makasla gerçekleştirdiği saldırı sonrası hastanelik oldu. Hastanede tedavi altına alınan kadın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kendisine makasla saldırarak yaralayan kocasından şikayetçi olması üzerine polis tarafından korumaya alındı.

 

***

Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde boşanmak istediğini söylediği için eşi tarafından 3 kızının gözü önünde boğazından bıçaklanan 30 yaşındaki Esra Oymak yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. 13 yıldır gördüğü şiddete çocukları için sesini çıkarmadığını ve şikayetçi olmadığını söyleyen genç kadın diğer şiddet gören kadınların seslerini duyurmalarını istedi.

 

***

Şanlıurfa’da eşini terasa yaptığı odada zincirle bağlayıp tırnaklarını kerpetenle çekerek işkence eden sanık hakkında 17 yıldan 34 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

 

***

Yukarıda okuduklarınız sadece dün yani “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nde bir haber ajansına düşen haberlerden bir kaçı.

Akşama kadar bu türden kaç haber daha düştü ajanslara.

Dün bu özel gün nedeniyle başta siyasiler olmak üzere çeşitli kuruluşlar mesajlar yayınladılar, kadına şiddeti kınadılar.

Kadın kuruluşları her yıl olduğu gibi eylemler, açıklamalar yaparak kadın cinayetlerine ve kadına şiddete karşı çıktılar.

Tüm bunlara rağmen kadın cinayetleri ve kadına şiddet bir türlü son bulmuyor.

Her cinayet ve şiddetten sonra “bu son olsun” deniyor ama bir türlü son bulmuyor.

 

***

Neden bulmuyor?

Çünkü kadına bakış açısı yanlış.

Ne demiş Odunpazarı Belediye Başkanı ve hukukçu Kazım Kurt:

“Kadına yönelik şiddetin dünya tarihi için kara bir lekedir.  Kadına yönelik şiddet, tecavüz ve kadın cinayetlerindeki artış tesadüf değildir. İçinde yaşadığımız sistemin ve hükümetin yanlış kadın politikalarının sonucudur. Başka cinayetlerin yaşanmaması için bir an önce bu yanlış politikalardan vazgeçilerek, yürürlükte olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu tam anlamıyla uygulanmalıdır. Durum bu kadar vahim iken İstanbul Sözleşmesi olarak kısaltılan; devletlere kadınları her türlü şiddete karşı korumak, ayrımcılığın önüne geçmek ve kadınların güçlendirilmesi yoluyla eşitliğin sağlanması bakımından yükümlülükler yükleyen uluslararası sözleşme tartışılıyor. Türkiye’nin ilk imzacılarından biri olduğu İstanbul Sözleşmesi bir an önce uygulanmaya başlanmalıdır. Kelebekler gibi kısa olmasın ömürleri, onlar gibi rengarenk yaşasınlar diye bu uğraşımız”