Kadınların en büyük güvencelerinden biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararı büyük ses getirmiş ve kadın örgütleri günlerce bu durumu protesto etmişti.

Geçtiğimiz gün Danıştay 10. Dairesi’nin, İstanbul Sözleşmesi'nin feshinin iptali için açılan davalarda ilk kararını vererek, 20 Mart 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı'nın iptal istemini reddetmesi de yine ses getiriyor.

Kadınlar çeşitli illerde gösterilen ve açıklamalar yaparak Danıştay’ın kararını eleştiriyor.

***

Anlaşılan kadın örgütleri önümüzdeki süreçte de eylemliliklerini devam ettirecek.

Kadınlara bir kulak verelim bakalım ne söylüyorlar.

“İstanbul sözleşmesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir gece yarısı kararıyla iptal edilmiş, kararın 20 Mart 2021'de Resmi Gazetede yayımlanmasıyla Türkiye, resmi olarak Sözleşmeden çekilmişti. Biz kadınlar o günden beri “İstanbul Sözleşmesi Bizim, Vazgeçmiyoruz” demek için hem sokakta hem de adalet koridorlarında mücadele ettik, ediyoruz. Danıştay’a yürütmenin durdurulması için çok sayıda dava açtık, her davayı binlerce kadınla, avukatla takip ettik. Ancak gelinen noktada Danıştay bu kararıyla meclisin tamamen işlevsiz olduğunu, tüm yetkinin tem adamda olduğunu tescillemiş oldu. Sözleşmeye ihtiyaç olmadığı da ima edilen kararda iç hukukun yeterli olduğu, insan hakları eylem planı, ceza kanunundaki son değişiklikler, 6284 sayılı yasanın yeterli olmasına da değiniliyor.

Yargı bir kez daha erkek iktidarının karşısında düğmelerini ilikledi. Cumhurbaşkanlığı sözleşmeden çekilmeye gerekçe olarak Türkiye'nin toplumsal ve ailevi değerleriyle bağdaşmayan eşcinselliği normalleştirmeye çalışan bir sözleşme olduğunu söylemişti. Siyasal iktidar ailevi değerleri bu kadar önemserken Sadece Haziran ayında 5 kadın çocukları ile birlikte öldürüldü. Korunmaya çalışan aile yapısı kadınları ve çocukları koruyamadı. İstanbul sözleşmesinin feshi Pınar Gültekin'i öldüren Cemal Avcı'ya çok iyi oldu dedirttirirken birçok erkeğe de kadına yönelik şiddet uygulamasında cesaret verdi. Sözleşmenin yürürlükten kaldırılmasından sonra 259 kadın erkekler tarafından öldürüldü. İstanbul sözleşmesine sahip çıkarken her zaman bu yasanın etkin olarak uygulanmadığını, aksine kadın katillerinin tahrik indirimi ile ödüllendirildiğini söyledik. Ve o günden beri de iktidarın iddialarının aksine kadınlara, çocuklara, LGBTİ’lilere şiddet artarak devam etti. Bu ülkenin sokaklarında caddelerinde kadınlara ve LGBTİ’lilere karşı şiddet, taciz, tecavüz devam ederken erkek egemen iktidarın koruduğunu söylediği kutsal değerlerini tanımıyoruz! Bizler İstanbul sözleşmesinin siyasi kararlarla iptal edilmesine karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Erkek şiddetiyle öldürülen tüm kadınlara sözümüzdür İstanbul sözleşmesi yaşatır demek için yine bir arada sokaklarda olacağız. İstanbul sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz.”

***

Kadın örgütleri görüşlerini bu şekilde açıklıyorlar.

Ülkemizde neredeyse her gün bir kadın cinayeti haberiyle karşı karşıya kalıyoruz.

Cinayetlerin yanı sıra kadına şiddet konusunda da sık sık haberler yayınlanıyor.

Kadına şiddeti önleyebilmek için çeşitli uygulamalar geliştiriliyor, eğitimler veriliyor ama ne şiddet bitiyor ne de cinayetler.