Bazı ilişkiler vardır; içinde sevgi, bağ, dostluk ve zaman birikmiştir.Ama aynı zamanda kırgınlıklar, hayal kırıklıkları ve tekrar eden döngüler de taşır.Sürekli ayrılıp barışmak, çoğu zaman bir “kararsızlık” gibi algılansa da aslında ilişkinin kendi içindeki dönüşüm sancılarını gösterir. İlişkiler —tıpkı insanlar gibi— sabit kalmaz.Zaman geçtikçe, yaş aldıkça, deneyimlerimiz arttıkça değişiriz.Ve bu değişim, çoğu zaman ilişkiyi eski haliyle taşıyamayacağımız anlamına gelir.İşte bu noktada çoğu çift, “ya o eski hâline dönsün” arzusu ile “tamam, bırakalım bitsin” tepkisi arasında sıkışır. Oysa bazı ilişkiler, kendi doğasında bir kapanışa doğru evrilir.Ama bu, sevginin bittiği anlamına gelmez.Aksine, ilişkiyi zorlayarak devam ettirmek, bazen iki tarafın da içindeki en güzel duyguları tüketmesine neden olur.İlişkiyi bitirmek değil, onu “değiştiğini kabul ederek” dönüştürmek gerekir. İnsan büyüdükçe, hayata kattıkları ve hayatın ondan eksilttikleriyle birlikte ilişkiyi yaşama biçimi de değişir.Özellikle uzun soluklu, gelişime eşlik eden ilişkilerde bu dönüşüm kaçınılmazdır.Fakat ne yazık ki bazı çiftler bu dönüşümü kabul etmek yerine, ilişkideki kırılmaları “tamir” etmeye değil, “inkâr” etmeye çalışır.Ve bu da, ilişkide gereksiz uzamalar, yorucu küs-barış döngüleri ve yavaş yavaş birbirini tüketen iki insana dönüşebilir. Oysa şunu unutmamak gerekir:Bazen bir ilişki, büyümüş halimiz için fazla küçülmüştür.Ve onu o hâliyle zorlamak yerine, değişen versiyonuyla kabul etmek gerekir.Bazı ilişkiler dostluğa evrilir, bazıları mesafeye, bazıları da sadece kalpte kalan bir sıcaklığa…Her bitiş düşmanlık değil, bazen bir olgunluk halidir. Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi,'' İlişkilerde en kıymetli olan şey, hâlâ birbirimize zarar vermeden, birbirimizi hâlâ değerli bulurken, kendimize ve birbirimize alan açmayı öğrenebilmektir.Eğer bir ilişkinin sonu yaklaşıyorsa, bu illa ki bir başarısızlık değil;bazen sadece bir evrenin tamamlanmasıdır.Ve biz büyümeye, hayatla birlikte şekillenmeye devam ederiz.''dedi.