Meteoritler, uzayda serbestçe dolaşan ve atmosfere girdikten sonra yanarak ışık saçan meteorların (halk arasındaki adıyla yıldız kayması) yeryüzüne ulaşmayı başaran kalıntılarıdır. Bu gök taşları, Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi hakkında önemli bilgiler sunan, milyarlarca yıllık geçmişe sahip nesnelerdir. Çoğu asteroit kuşağından kopmuş olsa da, bazıları Ay veya Mars gibi diğer gök cisimlerinden de fırlamış olabilir.

Bir meteoritin Dünya atmosferine girişi, muhteşem bir görsel şölen sunar. Sürtünmenin etkisiyle aşırı derecede ısınan meteor, parlak bir ışık izi bırakarak gökyüzünde hızla ilerler. Bu olaya meteor denir. Eğer bu yanma sürecinde tamamen yok olmaz ve yüzeye ulaşmayı başarırsa, artık bir "meteorit" olarak adlandırılır. Yeryüzüne çarptıktan sonra genellikle koyu renkli, erimiş bir kabuğa sahip ve yoğun bir yapıdadırlar.

Meteoritler, bileşimlerine göre farklı kategorilere ayrılır. En yaygın türleri kondritlerdir. Kondritler, Güneş Sistemi'nin ilk dönemlerinden kalma, erimemiş ve farklı mineraller içeren ilkel gök taşlarıdır. Bir diğer önemli grup ise akondritlerdir. Akondritler, ana asteroitlerinde veya gezegenlerinde magmatik süreçlerden geçmiş, farklılaşmış kayaçlardır. Ayrıca demir ve nikel alaşımlarından oluşan demir meteoritler ve kayaç ve metal karışımından oluşan taş-demir meteoritler de bulunur.

Meteoritlerin incelenmesi, bilim insanlarına Güneş Sistemi'nin oluşumu, gezegenlerin yapısı, organik moleküllerin kökeni ve hatta Dünya'ya su ve yaşamın yapı taşlarının nasıl gelmiş olabileceği gibi konularda değerli ipuçları sunar. Dünyanın farklı bölgelerinde bulunan meteoritler, laboratuvarlarda detaylı analizlere tabi tutularak evrenin derinliklerine ışık tutmaya devam ediyor.

Muhabir: Şebnem Yıldırım