Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Salı günü, Katar'daki Hamas müzakere heyetine düzenlenen son saldırı nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu sert bir dille eleştirerek, "İdeolojik olarak Netanyahu, Hitler'in akrabası gibidir" dedi. Geçen haftaki İsrail hava saldırısının ardından acil bir Arap-İslam zirvesine katılmak üzere gittiği Katar'ın Doha kentinden dönerken, "Hitler kendisini bekleyen yenilgiyi öngöremediği gibi, Netanyahu da aynı sonla karşılaşacak," diye ekledi. Erdoğan, Hamas müzakerecilerine yönelik saldırıyı "uluslararası düzene ve uluslararası hukuka açık bir meydan okuma" olarak nitelendirdi ve İsrail liderliğinin "radikal zihniyetlerini faşist ideoloji üzerine kurulu bir katliam ağından başka bir şeye dönüştürmediğini" söyledi. Katar, Mısır ve ABD ile birlikte, Ekim 2023'ten bu yana yaklaşık 65.000 kişinin öldürüldüğü Gazze'ye yönelik devam eden İsrail savaşını sona erdirmek için arabuluculuk yapıyor.

BM'nin İki Devletli Çözüm Kararı Erdoğan, BM Genel Kurulu'nun iki devletli çözüme ilişkin New York Bildirgesi'ni kabul etmesinin, Filistin meselesindeki diplomatik manzarada büyük bir değişime işaret ettiğini söyledi. 142 ülke tarafından onaylanan bildirgenin, Türkiye'nin artık küresel çoğunluğun ortak iradesi haline gelen iki devletli çözüme uzun süredir verdiği desteği yansıttığını vurguladı. Filistin'i tanıyacaklarını açıklayan birkaç Batılı ülke hakkında konuşan Erdoğan, bunun İsrail üzerindeki baskıyı artıracağını belirterek, konuyu BM'de tekrar gündeme getireceğine söz verdi. Erdoğan, bu ay yapılacak BM Genel Kurulu'nda "insanlık cephesinin daha geniş bir destek kazanacağı" umudunu dile getirdi.

Türkiye Suriye'yi terk edemez Türkiye Cumhurbaşkanı ayrıca, SDG'nin Şam hükümetiyle bütünleşmesi çabalarının Suriye'nin toprak bütünlüğü için önemli bir adım olduğunu söyledi. 10 Mart'ta Suriye Cumhurbaşkanlığı, SDG'nin devlet kurumlarına entegre edilmesi konusunda bir anlaşmaya varıldığını duyurarak, ülkenin toprak bütünlüğünü vurguladı ve her türlü ayrılıkçı girişimi reddetti. Erdoğan, Suriye'nin uluslararası diplomasi ve yerel dinamiklerin iç içe geçtiği karmaşık bir süreçle karşı karşıya olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu durum karşısında "Suriye'yi terk edemeyeceğini" vurguladı. Libya ile İlişkiler Erdoğan ayrıca Türkiye'nin Libya'daki diplomasisine de değinerek, ülkenin egemenliğini ve birliğini korumayı vurguladı. "Tüm eylemlerimizi bu hedefler doğrultusunda yönlendirerek Libya'nın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini korumaya kararlıyız" dedi.

Türkiye'nin başından beri meşru Trablus hükümetini desteklediğini, son dönemde ise Doğu Libya ile diplomatik kanallar açmayı hedeflediğini belirten Erdoğan, "Bu, Türkiye'nin çok boyutlu diplomatik çabalarını, bölgesel vizyonunu ve barışa ulaşma konusundaki kararlılığını yansıtıyor" dedi. Bingazi yönetiminin Türkiye ile Trablus arasında 2019 tarihli deniz yetki alanı anlaşmasını onaylamasının "uluslararası hukuk açısından önemli bir kazanım" olacağını da sözlerine ekledi. 2019 yılında Ankara ile Libya'nın Trablus merkezli hükümeti arasında imzalanan bir deniz anlaşması, Doğu Akdeniz'de ortak açık deniz araştırmalarına olanak sağlarken, 2022 tarihli bir anlaşma ise iş birliğini kara ve deniz petrol ve gaz projelerine genişletti.

Kaynak: AA